Singapur’da bir Türk mezarı

II. Abdulhamid’in gölgesi üzerimizde dolaşıyor. Elinin uzandığı her yerden karşımıza muhakkak bir şeyler çıkıp geliyor. Hangi adımı atsak onun izine muhakkak rastlıyoruz. Küba’dan, Singapur’dan, Japonya’dan, Endonezya’dan ses veriyor. Malumunuz Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Japonya, Singapur ve Malezya’ya ziyaretlerde bulundu. Singapur’da da bir Türk’e ait mezarlığı ziyaret etti.  Kimdi O Türk? 1903’te vefat eden Türk Başkonsolosu Ahmet Ataullah Efendi. Yani 115 yıl önce II. Abdulhamid tarafından görevlendirilen bir devlet büyüğünün mezarı. Sadece bu konu başlı başına bir kitap demek, makalelere sığmaz. Singapur bugün uçakla 11-12 saat sürüyor. Artık siz hesap edin II. Abdulhamid’in daha nerelerde ne izleri var.

Derler ki II. Abdulhamid memleket için büyük işlere girişeceğinde döneminin hâkim güçleri olan İngiliz, Alman, Rus, Fransız büyükelçilerini saraya davet eder sohbet bahanesi ile sorarmış; “Şöyle bir proje hazırladım veya ülke için şunu yapmak istiyorum memleketimize faydası olur mu?” diye. Eğer elçiler çok güzel düşünmüşsünüz hükümdarımız derlerse yapmazmış askıya alırmış. Yok, eğer “olur mu bu çok yanlış Osmanlı bu işten zarar görür, bütçesi sarsılır, Tanrı sizi korusun” derlerse hemen gerçekleştirmek için kollarını sıvarmış. Bu durumun farkına varan yaveri bir gün sormuş “Efendim bu işte bir terslik yok mu? İyi olur dediler yapmadınız, olmaz zararı olur dediler hemen yapmaya başladınız. II. Abdulhamid’in cevabı manidardır “Evladım sen bunların Osmanlı hakkında hiç iyi düşündüğünü gördün mü?

Bugünümüze dönelim “Eğer bu dönemin hâkim güçleri olan “Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin büyükelçilerine soralım, desek ki “Kanal İstanbul projesinin ülkemize faydası olur mu? İstanbul’a bir milyon kapasiteli havalimanı yapmayı planladık ne dersiniz? Demiryolu ağımızı genişletmek istiyoruz, hızlı treni Ülkemizin dört bir yanına ulaştırmak istiyoruz. 3. köprüyü yapmaya başladık. Ne dersiniz? Sizce alacağınız cevap ne olurdu değerli okuyucular. Herhalde cevap değişmezdi “aman ne gerek var ekonomik gücünüz sarsılır, maaşlarınızı ödeyemezsiniz kargaşa olur, Tanrı korusun Türkleri” filan mı derlerdi?

Tarihimizi gerçekleriyle öğrenememenin ya da öğretilememesinin acısı fazlasıyla bizden çıkıyor. Hafıza kaybı ile eş değer.  Üzerinden 150-200 yıl da geçse bağlantılar devam ediyor. Entrika, hile, bölme, parçalama faaliyetleri, ayak oyunları her an devam ediyor. Bu topraklarda yaşamanın bir bedeli var. O bedeli bize en pahalı şekilde ödettirmeye azmetmiş devletler var. Biz dünü unutsak da bizi hiç unutmayan hatta zihninden hiç çıkmayanlar var. Rüyalarına girip kabus görenler var.

Değerli okuyucularımız; su bile uyusa biz hep uyanık olmak zorundayız.