$
€
Seçim bitti, caddelerde gezen minibüslerden yayılan sesler, bayraklar rafa kalktı, caddeler temizlendi ve şöyle bir huzur bulduk diyelim kısacası… Cumhurbaşkanlığı seçimi ve hemen 1 yıl sonra genel seçim sürecine artık yavaş yavaş giriyoruz. Vatandaşlarımızın dediği gibi “Türkiye’de seçim bitmez!”
30 Mart yerel seçimlerini değerlendirecek olursak seçilenler alınlarının teriyle bulundukları görevlere geldiler. Ancak insanlarımızın seçilenleri “seçim bitti, evli evine köylü köyüne” diyerek rahat bırakmaması gerektiği kanaatindeyim. Verilen her oyun vebalinin olduğu kadar Gerede’nin iyiliğini düşünmek, gelişmesine katkıda bulunmakta bir vebaldir derim bilmem katılır mısınız?
Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu “Gerede’nin en büyük atılım yapacağı nokta istihdam olmalıdır” görüşünde. Katılmamak mümkün değil ve doğru bir tanı. İstihdam yani fabrika yada 4 yıllık üniversitemizin en az 10 bölümü memleketimize şart. Bugüne dek bu konuyu sizin gazeteniz Yenigün’de işlemeye çalıştık. Yeni bir hava, yeni bir soluk ve bu yeni heyecandan beklentiler yüksek.
Tüm bunları gündeme getirirken geçtiğimiz günlerde şu anda Türkiye’nin gündemi haline gelen sosyal medyada bir takım yazılar gözüme ilişti. Birileri yazmışlar işte şu dillerden düşmeyen meşhur grup “Salı Grubu’nun bir haftalık gazetesinin olduğunu biliyor muydunuz?” vs… Allah aşkınıza şu Salı’yı Çarşamba’yı bırakıp çene çalmak, parmak yormak yerine gençliğinizde bir proje üretip, bir fikir sunup memleketin ilerlemesi için bir el verseydiniz ne olurdu!..
Bugün inanın üniversite okuyan akranlarımın başka illerde görev yaptıklarını görünce üzülüyorum. Hani diyoruz ya; “İşte filanca yere gittim Geredeliymiş adam bir hürmet bir hoşgörü çay bile ısmarladı vs…” Oradaki o kişi kim bilir Ankara’nın, İstanbul’un gelişmesine ne kadar katkıda bulundu? Yine geçtiğimiz gün Çocuk Doktoru bir abimle tanıştım, Geredeli… Biz değil miyiz o doktor yok bu doktor yok diye haykıran… Biz daha kendi evladımızın kıymetini bilemiyoruz, tüm bunlar gerçek. İzmit’e bakıyorsunuz 70 bini aşkın Geredeli, Ankara keza öyle. Biz insanımızı zamanında neden küstürdük? Tüm soru işaretlerinin sonunda istihdam cevabı ortaya çıkıyor. Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünmeye bile vakit yok. Çene çalmak yerine memleketimizde taş üstüne taş koyacak her bir insanımıza köstek değil destek olma vaktidir.
30 bin 460!
1985 yılından günümüze kadar olan nüfus oranlarına hep beraber göz atarak yazımızı sonlandıralım:
1985 yılında merkez nüfusumuz 13 Bin 712, köy nüfusumuz ise 51 bin 313. 1990 yılına gelindiğinde nüfusumuz adeta eriyor ve müthiş bir göçün yaşandığı görülüyor. 1990 yılında 18 bin 780 olan merkez nüfus yükseliyor ancak köy nüfusu 22 bin 494’e düşerek 28 bin 819 kayıp veriyor. 1997’de köyden Gerede merkeze, Gerede merkezden diğer illere göçün büyük oranda devam ettiği görülüyor. Bu tarihte merkez nüfusu 28 bin 320’ye yükseliyor ancak köy nüfusu 6 bin 337 eriyor. 2000 yılına gelindiğinde köy nüfusunda 446 kişilik bir artışa karşın Gerede merkez nüfusunda 3 bin 132 azalma meydana geliyor. 2000 yılının ardından günümüze dek nüfusta küçük yükselişler ve azalışlarla nüfusun yerinde saydığı görülüyor.
Netice olarak; 1985 yılında 65 bin 025 olan genel nüfusumuz 2014 yılına geldiğimizde 34 bin 565 olarak kayıtlarda yer alıyor. Kısacası 1985’den günümüze nüfusumuz tam 30 bin 460 azalıyor.
Hani rahmetli usta sanatçı Kemal Sunal “Kibar Feyzo” isimli filmin sonunda diyor ya; “Gayrı hükmü sen ver Hakim Bey, suç kimde?”
Sağlıcakla kalın…
