Eğer Türkiye’de yaşıyorsanız her olaya, faciaya, kazaya komplo teorisi ile yaklaşmanızı gerektiriyor. Bildiğiniz üzere Türkiye büyük bir imtihandan geçti, geçiyor. Soma’da yaşanan maden ocağı faciası yüreklerimizi dağladı. Ülke insanı acıyı hep birlikte yaşadı. Üçyüzün üzerinde insanımız ekmeğinin peşinde, tertemiz helal kazancını ararken vefat etti. Evet, kazanın ilk gününden itibaren devletimiz bütün enerjisini kurtarma faaliyetinde kullandı. Milletimiz acısını ortak yaşadı. Ciğerimiz yandı, aileler perişan oldu. Kimi evladını, kimi babasını, kimi de kardeşini kaybetti. Ama kaybeden bir kesim var ki onlarda insanlığını kaybetti ve acıdan siyaset çıkarma peşinde, provokatörlük yaparken yakalandı. ‘Bu ölümler müstahaktır’ diyebilme hainliğinde bulundu. Acaba bu sözlerin sahipleri insan kılıklılar bu ülke insanı mıdır yoksa başka toprakların insanı mıdır? Bu neyin fırsatıdır ki bu kışkırtıcılığı yapıyor, bu neyin kuyruk acısıdır ki bu kadar insanın şehit olduğu bir olayda bu insanlık dışı sözleri ve eylemleri gerçekleştirebiliyorlar.
Evet, bu kaza hiç olmaması gereken bir kazaydı! Sabotaj mı? Bunu ülkemizin değerli savcıları araştıracak. Vardiya değişimi esnasında bütün işçilerin içerde olduğu bir anda olayın medyana gelmesi sabotaj mı sorusunu sorduruyor açıkçası. Ayrıca basının bir bölümünün maden sahiplerinden hiç bahsetmemesi oldukça dikkat çekici. Maden ocağının sahipleri devlet veya iktidara yakın bir iş adamı olsaydı vay haline onların. Facianın hafifletilmesinde, kurtarma çalışmalarında, insanlarımıza teselli verilmesi noktasında devletimizin yetkilileri büyük gayret sarf ettiler. Gecesini gündüzüne katıp bölgedeki tüm süreci yöneten, basına sürekli bilgi veren, ölü ve yaralı sayılarını açıklayan, cenazeleri teslim eden, hastanelerden taburcu olanları uğurlayan, aileleri teselli eden, bölgeye destek ve bilgi almak üzere gelen herkesi büyük bir sabırla ve soğukkanlılıkla karşılayarak olağanüstü bir performans sergileyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza teşekkür borçluyuz. Kurtarıldıktan sonra çamurlu botlarıyla kirlenir diye sedyeye uzanmak istemeyen işçimiz de hafızlarımıza kazındı. Bir yanda bu helal süt emmiş işçi diğer yanda sözde O’nu savunmak amacıyla yürüyüş yapan, polise havai fişek atan, devletin araçlarına, ambulanslarına tekme atan, taş atan provakatörler. İşte halkımızla bunlar arasında ki temel fark. O kadar gözleri dönmüş ki bunların…Birisi “bunlara müstahak” diyor, diğeri “Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren herkes evlat acısı yaşasın” diyor…Ne diyelim Yazıklar Olsun…!
Elim olayda şehit olan işçilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ülkemizin başı sağolsun. 19.05.2014