İnsanlık tarihinin en acı olaylarının büyük bir kısmı Ortadoğuda yaşandı, yaşanıyor. Yüzlerce yıl refah ve huzurlu bir hayatı Osmanlı Cihan Devletinin sağladığı Ortadoğu toprakları, Osmanlının sahneden çekilmesiyle birlikte acı ve gözyaşından başka bir şey görmüyor. Son 1 asırdır kimin kimi vurduğu, kimin ne amaçla savaştığı belli değil. Perde gerisindeki güçler her türlü tiyatroyu sergiliyor. 20. Yüzyılın başlarında hâkim güçlerin cetvelle çizdiği bu topraklar o cetvele isyan ediyor. Bir bölgeyi mezheplere, inançlara göre çizen hâkim güçler bugünkü görüntüye baktığımızda amacına ulaştı. Harap olan şehirler, ölen milyonlarca insan, hayatta kalanların yaşadıklarına lanet ettiği günler yaşanıyor.
Suriye’de Esed, Mısır’da Sisi tiyatro seçimlerinin galibi oldular. En son yaşadığımız tiyatro; IŞİD isimli bir örgütün hiçbir mukavemete uğramadan Musul’u ele geçirmesi oldu. Hani Abdulhamid’in özel mülkü olan Musul, Misak-ı Milli sınırlarımız içersinde yer alan Musul, petrol yatağı olan Musul, Rahmetli Turgut Özal’ın girmek istediği Musul… Sıranın Kerkük’e de gelmesinden korkulan Musul. Irak ordusunun arkasına bile bakmadan kaçtığı Musul.
Musul ve Kerkük’ün Anadolu’da ki herhangi bir şehirden farkı yoktur. Aynı Halep gibi, Şam gibi, Konya gibi, Diyarbakır gibi.
Silahlı güçlerinin yalnızca birkaç onbinle ifade edilen IŞİD Örgütünün nasıl bu kadar kolayca Musul’u ele geçirebildiği, Kerkük’ü tehdit edebildiği tam bir muamma. Hangi devletlerin taşeronluğunu yaptıkları ise şimdilik bilinmiyor! Şöyle haberlere göz atın hangi devletlerin sesi hiç çıkmıyorsa ya da alçak sesle açıklama yapıyorsa o devletler bu işin sorumlusudur.
Bir de Türkiye’nin Musul ve Kerkük’e harekât yaptığını gözünüzde canlandırın ve sonrasında dünya kamuoyunda kopacak fırtınayı, peşi sıra gelecek açıklamaları, yaptırımları bir düşünün. Sanırım üçüncü dünya savaşı sebebi olurdu. Buradaki amaçta tam olarak bu. Amaç Türkiye’yi kışkırtmak. Suriye’de denediler oyuna gelmedik. Şimdi de Musul’da deniyorlar.
Türkiye’nin önünde büyük devlet olma fırsatları var. Adımlar gittikçe hızlanıyor. Tarih sahnesine çıkmak için hazırlıklarımız devam ediyor. Ancak henüz tam olmadan girilecek her harekât macera olur ve bunca yıllık emeğe yazık olur. Şu anda bizim yoğurdu üfleye üfleye yememiz gerekiyor.