$
€
Daha öncede yazdık. Özellikle II. Abdulhamid’in petrol haritalarını ve petrol bölgelerini nasıl tek tek tespit ettirdiğini… 33 yıl ülkeyi parçalatmadan ve böldürmeden nasıl yönettiğini ise artık dünya biliyor, biz de birileri hala şahsına kin duysa da. Petrol konusunda bir gerçek var ki “şu anda” dünyada bulunan her şeyden çok çok önemli. Elinde bulunana dert, bulunmayana yara. Dert dedik ya petrol çıkaran ülkelere bir bakın. Bir de bizim gibi petrol var olup çıkarmaya çalışan ülkelere bir bakın. Başlarına neler neler gelmiş. Ciltler dolusu kitap konusu. Bu anlamda II. Abdulhamid’in günahı ! çoktur. Hem Filistin’i verme hem bugün dünya devi olan küresel sermayeye petrolü çıkarttırmayıp bir de oraları tespit et ve özel mülk haline getir. Olacak iş miydi Sultanım, yedirirler miydi sana, bana, bu millete. Zaten yedirmediler de. İşte bam teli de burası. Sormadan edemiyor insan. Osmanlının şahsında bu milletin son yüzyılda başına örülen çorapların yüzde kaçı petrolle ilgiliydi ki? Kurtuluş Savaşı verdik ve kurtulduk. Ama ürktükte aynı zamanda sanki. Osmanlının başına gelenler Genç Cumhuriyetin şahsında tekrar bu millete zeval verir miydi? Belki de bu yüzden Musul’daki haklarımızdan bile vazgeçtik. Belki de bu yüzden arayamadık. Bazen bahsini dahi etmedik. Aynı “dedemizden, babamızdan kalan mirası eşkıya-hırsız korkusuna ortaya çıkaramamak” gibi bir şeydi bu. Art niyet var mıdır? Olmaz mı? Dönemsel art niyetler de var işin içinde. Sadece ürkmek değildi bizimki. Bizi ürkütenlerin aldıkları olağanüstü tedbirler de..!
Mesela Kıbrıs Harekâtında “söz dinlemediğimiz” için uçaklarımızı bile kaldıramama noktasına getirerek terbiye etmek istediler. 1960 darbesinde, 1980 darbesinde, 28 Şubatta acaba petrolün etkisi yüzde kaçtır? Şaka gibi; petrol ihraç eden “zengin ülkelerin” bir yılda vurduğu sondaj sayısı bizim 100 senede vurduğumuz sondaj sayısına eşdeğer. Merak edenler araştırsın. Yapılan yatırım zaten komedi. Kıyaslanmaz bile. Artık art niyet mi ararsınız, ürkeklik mi, basiretsizlik mi dersiniz? Kanaat size ait olsun.
Milli bir hükümetimiz var şu anda. Milletini düşünen bir yönetim. Milletini düşünen iktidarın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a soruldu. ‘Evet Türkiye’de petrol ve doğalgaz var” dedi ancak hemen ardından ekledi: “Şu anda günlük petrol ihtiyacımızın yüzde 8’ini, doğalgazın da yüzde 3’ünü kendi sınırlarımız içindeki üretimden karşılıyoruz. Ancak bunun daha da artırılması için çaba ve çalışmalarımız büyük bir hızla devam ediyor” Petrol fiyatlarının hızla yükseldiği son 10 yılda arama konusunda önemli gelişmeler yaşandı. 1274 yeni arama ve üretim kuyusu açıldı. Bakan Yıldız, hampetrol fiyatlarının tırmanışa geçtiği 2006’dan itibaren arama ve üretim kuyusu sayısında adeta bir patlama yaşandığına dikkat çekerek, “2008-2012 yılları arasında açılan kuyu sayısı 796. Yani kuyuların yüzde 63’ü petrol fiyatları 100 doları geçtikten sonra açıldı”
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre son 10 yılda arama ve üretim faaliyetleri için kamu ve özel sektör toplam 6.5 milyar dolar harcadı. Bu tutarın 3.3 milyar dolarlık bölümünün özel sektör tarafından karşılandığını anlatan Bakan Yıldız, “Hedefimiz hem üretim hem de yatırım tutarını çok daha üst seviyelere çıkarmak” diye konuştu.
Sayın Bakanımıza bir daha kulak verelim bakın ne diyor: “Yaptığımız düzenlemelerden tek rahatsız olan kesim çantacılar oldu. Bunlar, kendileri hiçbir çaba harcamadan, başkalarının emeği üzerinden, onların arşivlerindeki bilgilerle ruhsatlar alıp ruhsat ticareti yapan kişilerdi. Bu ruhsatları başka şirketlere pazarlıyorlardı. Bu süreç de Türkiye’nin zararına oluyordu” dedi ve ekledi: “Rezerv potansiyeli olan bölgeler çantacıların elinde yıllarca hiçbir yatırım yapılmadan duruyordu. Artık yatırımcılar ruhsat başvurusu sırasında bize bir iş ve yatırım programıyla gelecek ve yatımlarının parasal karşılığının yüzde 2’sini teminat olarak yatıracaklar. Bu şartlara uymayan, 2 yıl üst üste iş ve yatırım programına uymayan şirketlerin ruhsatları elinden alınarak yatırdıkları teminatlar Hazine’ye irad kaydedilecek” Bakan Yıldız, son yıllarda çok bahsedilen kayagazı arama çalışmalarında da önemli bir mesafe kat ettiklerini anlattı. Yıldız, “Trakya, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ciddi rezervler olduğuna inanıyoruz. Trakya bölgesinde hidrolik çatlatma yaparak üretim yapılması için çalışmalara başlayacağız. Bugün 60 milyar dolarlık ithalatın 35 milyar dolarını enerji ve doğalgaz tüketiminden kaynaklanıyor. Bu yüzden var olan kaynakları çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz. 5 adeta dikey ve 5 adet de dikey kuyu açılacak” dedi.
Evet değerli okuyucularım bu bahsi artık kapatıyoruz. Haberleri takip etmeye devam. Bu millet eğer düşürüldüğü yerden ayağa kalkacaksa özellikle petrol ve doğalgaza sonuna kadar muhtaç. İnşallah yakın gelecekte çok daha iyi kuyular açıp kendi ihtiyaçlarımızı karşılar fazlasını satarız. “O zaman Türkiye’yi kim tutabilir ki” Her şey de zaten bu cümlede gizli değil mi?
31 Ekim 2014
