21-Kasım-2024 17:34:15

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
Niye oturuyorsunuz o koltuklarda kardeşim?

Niye oturuyorsunuz o koltuklarda kardeşim?

Geçtiğimiz hafta “bismillah” diyerek başladığımız köşe yazımız ilçede bir hayli yankı uyandırdı. Bu izlenimi bizzat aldığımı söyleyebilirim… “Kim Bu Issız Adam?” denilerek merak uyandıran bu gizem ile birlikte yazılan yazılarımızın okurlarımız tarafından tartışılması güzel bir başlangıç oldu.

Şimdi geçtiğimiz haftayı şöyle kısaca özetleyecek olursam, birileri iktidar yalakası kimileri ise yazıdan bir çok mananın çıktığını, bazı okurlarımızsa bir yerlere göndermede bulunduğumu düşündüler. Bu klişeyi çoğaltmak mümkün… İyi yada kötü görüşünü bildiren herkese teşekkür edelim ve yazımıza başlayalım;

***

İlçemizde yıllardır gencinden yaşlısına konuştuğumuz nüfus gerilememizin altında yatan sebepleri hep siyasetçilere mal ettik. Biz vatandaş olarak bu noktada ne yaptık? Daha çok paralar kazanmak hayaliyle şehir dışına açtığımız dükkanlarla kime yararımız oldu? Bu ilçeden bir nevi kendimiz isteyerek gitmedik mi? Ya da ne yaptık? Burada oturmuş olan dükkanlarımızdan gelen kazançları, kira gelirlerini çatır çatır büyük şehirlerde yemediniz mi? Hala da yiyorsunuz!..

Yaklaşık 5 yada 6 ay önce gazetemizde bir yazı vardı dikkatimi çeken. Bolu Highway Outlet’e kaldırılan minibüslerden bahsedilen bir haberdi. Bayağı da konunun üzerinde duruldu. Fark ettim ki yazılar yazıldı ama hep yazıldığıyla kaldı! Esnaf, bu duruma engel olmak için ne yaptı? Eyleme mi çıktı? BESOB’a mı yürüdü? Esnaf Odası Başkanı bu konuda ne yapabildi? Esnafı bir araya getirip tek yürek olabilmelerini mi sağladı? Gel gelelim alan memnun, satan memnun!..

TREN GELİR TÜTTÜRÜR!

Şimdi şöyle ilçemizdeki odalarımıza bakıyorum; ne proje üreten, ne de bırakın üretmeyi ne yazık ki sahiplenen bile çıkmıyor. Burada Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ersin Kaşka’ya tabi ki ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. “Yiğidi öldür hakkını yeme!” Oturduğu koltuğu Ersin Bey gibi dolduracak adamlara ihtiyacımız var. Bugün tren hattını gündeme getiren isimdir; Ersin kardeşimiz… Senelerdir kimsenin düşünmediği, hatta ne yalan söyleyeyim bir birey olarak benim bile aklımın ucundan geçmedi tren hattı Gerede’den geçirilebilir mi hususu. Şimdi bunu hep beraber sahiplenme zamanıdır. Projeyi düşünmüş ve Ersin Bey bazı girişimlerde de bulunmuş.

Sivil toplum kuruluşlarımıza bakıyorum da bu konu hakkında bir tane açıklama bari yayınlayın, çok basit “biz istiyoruz” deyin yahu. Yok, ses yok, görüntü yok! Niye oturuyorsunuz o koltuklarda kardeşim? Siz o koltuklara “Torba Yasa”nın gerekliliklerini seneden seneye anlatmak için mi oturdunuz? Tren hattı hakkında Ersin kardeşinizi bilgi almak için bile belki de aramadınız! Belki de tren hattı ne işe yarar? Ne olacak, yolcu mu yük mü taşıyacak? Bilmiyorsunuz bile… Böyle de giderse nüfusta geriler, dükkan da kapanır. Kimse kusura bakmasın.

***

Bakın buradan çok önemli bir hususa geçiyorum. Gerede OSB’deki fabrikaların sayısı iddia ediyorum tren hattı Gerede’den geçtikten sonra 2 katı ile artacak. Nakliye bu, sanayicinin bel kemiği. Buraya kurulacak fabrikanın ilçeye getirdiği kazanımdan herkes istifade edecek. O zaman bu tren hattı konusu herkesi ilgilendiren bir konu değil mi? İğne çuvaldız meselesi işte yine karşımızda. Önümüz seçim. Hadi bastıralım; Sivil Toplum Kuruluşları da bastırsın, vatandaşımız da bastırsın, sanayicimiz de bastırsın. Artık “Allah sizi başımızdan eksik etmesin” deyip durmayın siyasilere. %90 oy veren ilçenin bir bireyiyiz biz kardeşim! İstiyor muyuz tren hattını? Aksi halde verin sandıkta cevabı.

SANAYİ ESNAFI

Geçtiğimiz hafta sanayi sitesinde gezerken birkaç esnafımızla aracım yapılana kadar hal hatır etme fırsatım oldu. Burada ilginç şeylerle karşılaştım. Esnafımızın biri; “biz Gerede’nin hep üvey evladı olduk” dedi. Bu cümlelerden bir çok şey çıkarttım kendime. Bunu bu insanlara dedirtecek kadar ne yaptık? Esnafımızın isteklerini duyduğumda ise çözülemeyecek meseleler olmadığını, gazetemizin de sürekli üzerinde durduğu meseleler olduğunu gördüm. Birincisi yollarlının bozukluğu ki kesinlikle katılıyorum köy yollarımız bile asfaltken sanayimizin de pırıl pırıl olması gerekir düşüncesindeyim.

İkinci husus ise sanayimizde 4 esnafımızın canının yandığını esnafımız dile getirdi. Üzüldük, evine ekmek götürmek umuduyla sabahtan akşama kadar titreyerek para kazanmaya çalışan esnafımızın bu rızıklarına göz diken namus ve haysiyet yoksunlarına diyecek kelime bulamıyorum. Esnafımızın ikinci isteği de MOBESE idi. Yazı yazdığım için söylemiyorum; bu konunun devamlı üzerinde duran Yenigün camiasının da haklılığını burada gördüm. Bu kanayan bir yaramız. Sanayide neredeyse dükkanı soyulmayan esnaf yoktur. Soyulmayan esnaf yoktur da Sanayi Odası’nın bir girişimi olmuş mudur? Bunu da sormadan edemiyorum. Biliyorsunuz ağlamayan bebeye meme yok!

BEDELLİ TARTIŞMASI

Geçtiğimiz haftanın en çok tartışılan konularından biri de bedelli askerlikti. Artık alışılagelen bedelli konusunun böyle her yıl tekrarlanabileceği toplumda düşünülmeye başlandı gibi. Baştan ifade edeyim bedelli askerlik konusunda araftayım. Ama madem ki düzenleme masada senin benim hakkım ödenir. Ama şehitlerimizin hakkı ödenmez. Bu bedelliden toplanacak olan tüm paranın şehit ailelerinin 1. derece yakınlarına dağıtılması bence daha isabetli bir karar olur.

Sağlıcakla kalın…

2 Yorumlar
İsmail Çalışkan

Issız dayı bedelliye bi gel Çalışlarlı İsmail ben. Sor gösterirler, yaşın fark etmez ellerinden öpeceğim. Abi vallaha güzel yazmışsın hatta profilimden yazını paylaştım bir geredeli olarak teşekkür ederim.

Gökhan Arslan

Abi şimdi oda başkanlarına ayıp etmişin. sadece torba yasaların gerekliliklerini anlatmıyorlar, yemekli toplantılarda genellikle görüyoruz kendilerini. ceketlerindeki rozetler bi görsen ışıl ışıl. Abi bu devran böyle gelmiş gidiyor, umudumuz gençlikte haberin ola.

Cevap bırakın