Değerli okuyucular Osmanlı insanını anlatmaya devam edeceğiz. Çünkü Ömer Hayyam diyor ki: “Tarih Kâinatın Vicdanıdır”. Voltaire diyor ki: “Tarih kralların, generallerin çiftliği değil, Milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse, gelecekte onu biçer”.
Çok şükür; Batı tarihindeki gibi yüzümüzü kızartacak Neron gibi, Mussolini gibi, Hitler gibi, Lenin gibi zalim devlet adamlarımız olmadı.
Tarih bilgimiz maalesef kabataslak, hem okullarımızda hem de basında yıllarca yanlış telkin ve karalamalar yapıldı. Hala da televizyonlarda tarihi şahsiyetlere karşı karalama ve yanlış bilgiler verilmeye devam ediyor. TRT 1’de başlayan Diriliş Ertuğrul dizisi ise şimdilik çok iyi gidiyor. İnşallah çizgisini reytinge kurban etmez.
Yanlışıyla, doğrusuyla tarihimizle yüzleşmeliyiz. Bu yüzleşme hemen her konuda ilke sahibi olmamızı sağlayacaktır. Batılı seyyahların kaleminden Osmanlı insanını tanımaya devam ediyoruz.
Temizdik
* “ Batılılar temizliği Türklerden öğrendi. Avrupa’da bakımsızlık ve pislik yüzünden salgın hastalıkların kol gezdiği ve bu nedenle milyonlarca insanın öldüğü çağlarda Türklerin ülkesinde salgın hastalıklara rastlanmazdı.
* “Türkler yıkanmayı sevdikleri için hem temiz, hem de sağlıklıdırlar. Bu gelenek dolayısıyla İstanbul’da çok fazla sayıda hamam vardır. Hatta en uzak, en küçük kasabalarda bile hamam bulunur. Zengin olsun, yoksul olsun tüm hamamlar aynı biçimde yapılır. Aralarındaki fark yalnızca süslemededir.” (Jean de Chevenot, XVII. yüzyıl).
* “Türk evlerinde temizliğe azami önem verilir. Döşeme tahtaları halılarla ve Mısır hasırlarıyla kaplıdır. Pabuçlarla kunduraların merdiven önünde bırakılması adet olduğu için odalarda, sofalarda çamurlara ve ayak izlerine tesadüf edilmez. Bütün evlerde haftada bir kere, döşeme tahtalarının silinmesine varıncaya kadar temizlik yapılır.” (M. Thornton, XVIII. yüzyıl).
Sağlıklıydık
* “Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki bir sürü tehlikeli hastalığın hiçbirini bilmezler. Öyle zannediyorum ki Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden birisi sık sık hamama gitmeleri ve yiyip içmedeki itidalleridir. Çünkü az yemek yerler, Hristiyanlar gibi karmakarışık şeyler yemezler, içki âlemleri yapmazlar ve daima idman yaparlar.” (M. Thevenot, XVIII. yüzyıl)
Mahremdik
* “Batı ülkelerinde bir evin içindeki yaşayış tarzı, daha dışarıdan bakıldığı zaman anlaşılabilir. Sokaktan geçenler perde aralıklarından, genç ya da yaşlı, güzel ya da çirkin başlar görürler. Fakat yabancı bakışlar hiçbir zaman bir Türk evinin içine nüfuz edemez. Eğer evdeki bir misafirin çıkması için kapı açılacaksa tam açılmaz, sadece aralanır. Hemen ardından da onu kapayacak birisi vardır. İçerisi asla sergilenmez.” (Pierre Loti, XX. yüzyıl)