23-Kasım-2024 12:42:36

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
AVRUPA BİRLİĞİNE GİREBİLECEK MİYİZ?

AVRUPA BİRLİĞİNE GİREBİLECEK MİYİZ?

Değerli Okuyucularım siz bu yazıyı okurken nasip olursa bende Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’de olacağım. Bolu’da Medyalog firmasının hazırladığı ve Bolu Belediyesi’nin de ortak olduğu Bolu Basınına kazandırılan IVME (AB konularında Medya Kapasitesinin Artırılması) Projesi için 35 basın mensubu ile birlikte Belçika ve Almanya’ya çeşitli ziyaretler gerçekleştireceğiz. Projeyi gerçekleştiren herkese ve Gerede Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak davet edildiğim bu teknik geziye katılmam hususunda teşvik eden ve görevli olarak katılmamı sağlayan Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Allar’a şükranlarımı sunarım. İnşallah sadece Yerel Basın işleyişini değil, Belediyecilik ve Şehircilik anlayışını da gözlemleyip artılarımızı eksilerimizi değerlendirme fırsatı bulacağım.

Yazımın başlığını Türk halkı tam 60 yıldır soruyor. Avrupa Birliği’ne girebilecek miyiz? Girmeli miyiz? Ben kişisel görüşlerimden ziyade şu ana kadar yaşanan süreci özetlemek istiyorum.

“Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması’yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun bir parçası olmak için başvuruda bulundu. 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir ortaklık çatısı oluşturdu. Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi. 12 Eylül 1980 Darbesi AET ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği’yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği’yle Gümrük Birliği’ne girdi.

2000’li yıllarda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma sürecinde bir hızlanma gözlendi. 17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdiler. Başlayacak müzakerelerin ne kadar sürede tamamlanacağı konusunda kesin bir karar verilmedi. 2007 yılında, Türkiye 2013 yılına kadar AB hukukuna uymayı hedeflediklerini belirtti ancak Brüksel, üyelik için son tarih olarak bunu reddetti. 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, üyelik sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini belirtti.

31 Ekim 2012’de Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’ya bir ziyarette bulunarak 2023’te Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümünde Avrupa Birliği’ne üyeliğini beklediğini açıkça belirtmiştir.” (Kaynak Wikipedia)

Değerli okuyucularım; yaşanan süreçleri zaten hepimiz biliyoruz. Benim kişisel görüşüm ise alıp almamaları çok problem değil. Ancak İnsan Hakları, Sivil İrade, Demokrasinin kökleşmesi, Askeri Vesayetin kırılması vb. Milletimizin lehine olan birçok alanda gerçekten büyük ilerlemeler kaydettik. Bizim Avrupa Birliğine ihtiyacımızdan daha çok Avrupa Birliğinin Türkiye’ye ihtiyacı daha fazla. Zaten son yıllarda siyasilerimiz bu kavramı çok kullanıyor bence de doğrusunu yapıyorlar. Bu sebeple alıp almamalarından ziyade bizim lehimize olan konuları tam belirleyip bu konular üzerinde hassasiyetle durmalıyız. Önümüzdeki hafta da inşallah gözlemlerimi sizlerle paylaşırım.

Cevap bırakın