Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ülkemizin şu andaki sistemi kurumlar arası çatışma doğuruyor. Kendilerini ülkenin sahibi zannedenler 82 anayasasına öyle maddeler koymuşlar ki değiştir değiştir bitmiyor. Anayasa yamalı çarpı yamalı bohça. Milletin lehine olan hiçbir madde yok. 2010 Referandumu biraz olsun toparladı. Başkanlık Sistemi, öncelikle darbe anayasasından kurtularak sivil bir anayasaya sahip olmamızı sağlayacak. Peki Başkanlık sistemi nedir? Yararları ve zararları nelerdir? Yaptığım araştırmanın neticesini sizlerle paylaşıyorum.
Başkanlık sisteminde ülkenin başında olağanüstü yetkilerle donatılmış halk tarafından seçilmiş bir kişi bulunur. Tüm kamu kurumları dolaylı olarak ya da doğrudan başkana bağlıdır. Ülkenin ordusu, ilgili bakanlığa bağlıdır ve başkan ordunun başkomutanıdır. Başkan vatana ihanet dışında hiçbir suçlama ile yargılanamaz, görevden uzaklaştırılamaz. Başkanın yargılanabilmesi için millet meclisi üyelerinin üçte ikisinin oyu gereklidir. Meclis tarafından onaylanmış bir kanun, başkan tarafından sadece bir kez veto edilebilir. Yüksek yargı atamaları da dâhil olmak üzere tüm yüksek kamu görevlisi atamaları başkan tarafından yapılır. Gelişmiş ülkelerde başkan bir kere ya da en fazla iki kere seçilebilir.
Parlamenter sistem ile Başkanlık sistemi arasındaki farklara gelirsek… Parlamenter sistemde ülkenin başında cumhurbaşkanı var. Ülkeyi yönetme görevini hükümet üstlenirken, cumhurbaşkanı hükümetin çalışmalarını denetler ve yüksek kamu görevlilerinin atamalarını yapar. Başkanlık sisteminde tüm bu yetkiler tek kişinin elinde toplanır. Parlamenter sistemle cumhurbaşkanı-hükümet arasında güç dağılımı yapılarak denge oluşturulmaya çalışılmıştır. Başkanlık sisteminde ise güç neredeyse tamamen başkanda toplanmıştır.
Başkanlık sisteminin avantajları: Başkanlık sisteminin en büyük avantajı yönetim kargaşasına son vermesi. Karar verme yetkisi genellikle tek kişide olduğu için kanunlar çok hızlı bir şekilde yasalaşır. İyi bir yönetimle başkanlık sisteminde ülke çok hızlı bir şekilde kalkınabilir. Özellikle kanun tasarılarının hızlı bir şekilde yasalaşması, acil durumlarda alınacak önlemler açısından başkanlık sistemi faydalıdır. Başkan devletin ve yürütmenin başıdır. Yürütme yetkisi Başkan’a aittir. Başkan, yürütmenin başı olarak genel/(iç ve dış) siyaseti yürütür. Başkan, genel siyasetin yürütülmesinde ihtiyaç duyduğu konularda Başkanlık kararnamesi çıkarabilir. Başkan, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Başbakanın yerini Başkan Yardımcısı almaktadır. Başkanın oy pusulasında Başkan Yardımcısı adayı olarak yer alan kişi Başkanı seçildiği anda Başkan Yardımcılığına seçilir. Başkan Yardımcısı milletvekilleri ile aynı hukukî statüye tâbi olur ve milletvekillerinin sorumsuzluk ve dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır.
ELEŞTİRİLER VE NOTLAR
Bu sistem üzerine çalışan Siyaset bilimciler ve akademisyenler tarafından dile getirilen endişeleri de yazalım.
Otoriter rejime olan eğilim: Siyaset bilimciler ve akademisyenler tarafından istikrarlı olmadığı ve demokratik olmayan bir sistem yaratma riskinin bulunduğu nedeniyle eleştiriliyor. Yazarın Notu: “İçinde bulunduğumuz sistemde 2 darbe, sayısız muhtıra, 1 postmodern darbe yaşandı. Bu gerekçe direkt geçersiz.”
Kuvvetler ayrılığı: Bazı durumlarda devletin değişik organları arasında istenmeyen tıkanıklara neden olabileceği belirtiliyor. Yazarın notu:”100 yıllık tarihimiz yüzlerce tıkanıklık ile dolu. Bu çekincede boş, biz şerbetliyiz.”
Başkanlık değişiminde engeller: Başkan olan kişinin 4 yıllık görev süresi dolmadan başkanlıktan uzaklaştırılmasının çok zor olması bir başka eleştiri konusu. Yazarın notu: “Gereksiz bir eleştiri. Esas demokrasi seçilen her Başkanın görev süresini tamamlamasıdır. Millet seçtiyse onu kimse engelleyemez, engellememeli”
CHP zihniyetinin ve diğer muhalefet partilerinin karşı çıkmasının sebebine gelirsek. Onlar Milletin istemediği zihniyette oldukları için marjinal kalacaklar ve seçilemeyecekler. Milletin değerlerine söven, tepeden bakan, Milletin başörtüsüyle, inancıyla, diniyle sorunları olan bu tipler iktidar yüzü göremeyecekleri için umutlarını AK Parti’nin oylarını %30’lara düşürebilmeye bağlamışlar Yani “Koalisyon” umudu ile yaşıyorlar. Başkanlık sistemine karşı çıkmalarının sebebi Milleti düşündükleri için değil, kendi koltuk sevdalarıdır. Sağlıcakla kalın.
Ahmet Gülseren
Koalisyona Oy vermeyi düşünenler için ders verir nitelikte bir yazı olmuş, kaleminize sağlık. Aslında birçok şeyi hatırlatıyor. En önemlileri: Lider olabilmek, Parti olabilmek, Siyaset yapabilmek, Yönetebilmek, Idareci olmak... Ak Parti dışındaki 3 kafadarlı koalisyonu düşünüyorum da, of düşüncesi bile kötü. Vay memleketimin haline! Aman Allah korusun: Batık bankalar, tüketilmiş merkez bankası rezervleri, ABD-Avrupa-İsrail karşısında ezilmişlik, güvensizlik, istikrarsızlık, yeniden IMF borçlanmaları, mafya, çete, talan... Yunanistan gibi arkamızda AB'de yok! İMDATTTTTT!