21-Kasım-2024 17:58:21

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
SÖZÜM FERASET SAHİBİ OY KULLANACAK MÜSLÜMANLARA

SÖZÜM FERASET SAHİBİ OY KULLANACAK MÜSLÜMANLARA

Değerli okuyucularım yazı uzunmuş, kim okur bunu, ne saçmalamış demeden lütfen 5 dakikanızı ayırın ve derinlemesine okuyun ve tefekkür edin. Mevzu Türkiye ise partin teferruat olmalı. Mevzu Ülken ise bağlı olduğun cemaatin çağrısı teferruat olmalı. Ülkesini seven herkese sesleniyorum. Mevzu Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, oturulacak koltuklar değil. Öyle gösteriliyorsa da değil, öyle görüyorsanız da değil. Her seçim kritikti, bu seçim en kritik seçim. Belki bundan sonrada kritik seçimler göreceğiz. Dün öldü, yarın doğmadı. Yaşam bugün. Bugünü yazmakla mükellefim. Mevzu, rakamsal büyüklükte değil, en çok oyu almakta değil. Keşke dememek için, kişisel kızgınlıkları, kişisel husumetleri, ideolojik düşünceleri kenara bırakıp, “neden benim partim değil” de onların partisi demeden, memleket sevdasını taşıyan herkes bu vebalin, bu sorumluluğun altındadır. Ben şahsım adına üzerimde bir sorumluluk varsa “ben dediydim” egosuna da yenik düşmeden aşağıdaki yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Yazı Diriliş Postası gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Hakan Albayrak’a ait. Hakan Albayrak Saadet Partili kardeşlerim demiş ama ben şahsen Büyük Birlik ve Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımızın da bu yazıyı hararetle okumasını can-ı gönülden isterim. Yazının tamamına internetten ulaşabilirsiniz. Yerimiz dar olduğundan can alıcı noktalarını paylaşıyorum.

Saadet Partili kardeşlerimin dikkatine!(Hakan ALBAYRAK)

“Saadet Partisi elbette antiemperyalist bir partidir ve bugün iktidar namzeti olsaydı uluslararası sistemin ağaları onu zayıflatmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlardı. Gelgelelim bugün için Saadet Partisi -istediği kadar antiemperyalist olsun- emperyalizme karşı aktif bir tehdit oluşturmuyor ve emperyalistlerin nazarında AK Parti potansiyelinden üç-beş oy tırtıklama ihtimalinden başka bir mana ifade etmiyor.

Saadet Partililer bu noktada şöyle bir itirazda bulunacaklardır: “Siyonistlerden üstün cesaret madalyası alan BOP Eş Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve BOP’çu, NATO’cu, AB’ci AKP’yi emperyalistler zayıflatmak ister mi hiç?

Zerre kadar kıymet-i harbiyesi olmayan ‘anakronik’ bir ezber. Saadet Partililer AK Parti’ye ilişkin söylemlerini 2002 senesinden beri hiç değiştirmeden tekrar edip dururken Erdoğan ve AK Parti’nin bu zaman zarfındaki seyrüseferini ıskalamış olabilirler, ama kamuoyu neyin ne olduğunu ve nereden gelip nereye gittiğini gördüğü için Saadet Partisi’nin çizdiği korkunç “AKP” tablosuna neredeyse hiç itibar etmiyor. İtibar edenler az da olsa var ve ben de bu yazıyı onları Saadet Partisi’nden AK Parti’ye yönlendirmek için yazıyorum zaten (Yanlış okumadınız. Açık konuşuyorum.)

Bidayetteki AK Parti’den geriye ne kaldı? Neredeyse hiçbir şey. Avrupa Birliği’ni medeniyetin yegâne adresi gibi görme/gösterme hastalığı gitti, Avrupa Birliği’ni barbarlıkla suçlayıp İslam Medeniyeti’nin ihyasına yönelme tavrı geldi. BOP’çuluk gitti, Ortadoğu’da İhvan-ı Müslimin ve türevleri (Hamas, Nahda ve saire) ile ABD ve İsrail’e rağmen dayanışma geldi. Siyonistlerden ödül almayı “realpolitik” heyecanı içinde matah birşey zannetme aymazlığı gitti, “One Minute!” şuuru geldi. Köprünün altından akan onca suya rağmen hâlâ “BOP’çu Erdoğan! Siyonistlerden üstün cesaret madalyası alan Erdoğan! NATO’cu, AB’ci AKP” retoriğini ısrarla sürdüren Saadet Partisi’nin ya realiteyle ciddi bir irtibat sorunu var veya bu parti milleti aptal yerine koyuyor.

Erbakan Hoca’nın yerli otomobil, yerli uçak, yerli tank hayallerini gerçekleştirme yolunda hayli mesafe kat eden Erdoğan ve AK Parti, takdirinizi hak etmiyor mu?

Hamas’ı ve İhvan-ı Müslimin’i yedi düvele karşı savunan Erdoğan ve AK Parti, takdirinizi hak etmiyor mu?

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Milli Görüş’ün hedeflerini gerçekleştirirken Saadet Partisi’nden muhalefet gördüklerini söylüyor, ideallerimize karşı olan çevrelerin aralarındaki bütün farklılıkları aşarak birleşebildiklerine ve fakat dava arkadaşı olduğumuz / olmamız gerektiği halde bizim birleşemediğimize dikkat çekiyor; yüreğinize, vicdanınıza hiç mi dokunmuyor bu? AK Parti’nin hakperest bir muhalefete şiddetle ihtiyacı var, ama siz hakperestçe muhalefet etmiyorsunuz AK Parti’ye. Hakperestlik, iyi ve doğru olan davranışları takdir etmeyi gerektirir, ama sizler AK Parti bizzat Erbakan Hoca’nın vazettiği işleri yaptığında bile “Allah razı olsun” demeye yanaşmıyorsunuz. Belli konularda AK Parti’yle yan yana gelebilmeniz gerekirken inadınız ve gururunuz buna mani oluyor diyelim (sakın ‘ilkeli duruş’ filan demeyin şimdi); kardeşlerinize karşı mukaddesat düşmanlarıyla beraber hareket etmeseniz bari. Allah aşkına söyleyin; Erbakan Hoca’yı alaşağı eden Kemalistlerle, Ulusalcılarla can-ciğer kuzu sarması olmayı, onlarla beraber AK Parti’ye vurmayı nasıl yakıştırıyorsunuz kendinize? Erbakan Hoca’nın üstüne titrediği İmam-Hatipleri ihya eden AK Parti’nin karşısında, İmam-Hatip düşmanlarıyla aynı karede yer alıyorsunuz. Başörtüsünü özgürleştiren AK Parti’nin karşısında, başörtüsü yasağı günlerinin hasretiyle yanıp tutuşan çevrelerle aynı karede yer alıyorsunuz. Onlarla aynı çatı altında resmen birleşmeseniz de onların mukaddesat düşmanlığını söz konusu etmeyip var gücünüzle AK Parti’ye yükleniyorsunuz; tam da sizin savunduğunuz değerleri savunmasından ötürü hedef tahtasına oturtulan AK Parti’ye!

Saadet Partisi bugün iktidar namzeti değil, seçim barajını aşmaya bile namzet değil, hatırı sayılır bir oy oranına ulaşacağına dair hiçbir emare de yok; yine de bizim için büyük bir kıymet ifade edebilirdi, hem de güçlü olmasına ve gücüne güç katmasına hayati önem atfettiğimiz AK Parti’nin potansiyelinden bir parça koparmasını mazur görmemizi gerektirecek kadar büyük bir kıymet ifade edebilirdi….

 Görüşünüz gerçekten milli ise, bu ülkenin kalkınması yolunda AK Parti iktidarının attığı her adımı (mesela dünyanın en büyük havaalanı projesini) Batılı emperyalistler adına boşa çıkarmaya çalışan çevreleri AK Parti’ye tercih etmeyin. Görüşünüz gerçekten milli ise,  Türkiye’yi İMF’nin pençesinden kurtaran AK Parti’ye yönelik uluslararası kapitalist intikam komploların paraleline düşmekten imtina edin. Görüşünüz gerçekten milli ise, New York Times yahut Jerusalem Post veya Bild gazetesinin hedef tahtasına koyduğu AK Parti’ye onlardan daha büyük bir hararetle vurma tavrınızı terk edin. Görüşünüz gerçekten milli ise, imam hatipler konusunda, başörtüsü özgürlüğü konusunda, Mursi’yle dayanışma konusunda, yerli silah sanayii konusunda, Doğan Grubu’na tavır konusunda, üçüncü havaalanı konusunda vs, vs, vs “İktidarla beraberiz” deme ahlâkını gösterin. Hiç değilse o konularda vurmayın, vurdurmayın AK Parti’ye.

Hâlâ NATO üyesiyiz, hâlâ İsrail’le irtibatımız var, uluslararası toplumda Siyonist-emperyalist güçlerle yollarımız hâlâ kesişiyor ve onlara hâlâ tavizler veriyoruz, ama Yeni Türkiye olarak bütün bunları aşma irademizi ortaya koyduğumuzu ve eski Türkiye kadar yüz kızartıcı bir durumda olmadığımızı, bilakis yüz ağartıcı bir durumda olduğumuzu ve AK Parti güçlendikçe bu süreçte ilerleme kaydettiğimizi, gücü ve özgüveni artan AK Parti’nin Türkiye’ye de aynı oranda güç kattığını ve özgüven aşıladığını, üzerinde biraz düşünseniz siz de takdir edersiniz. İçten içe zaten takdir ediyorsunuzdur, eminim. “Ama İsrail’e şöyle şöyle tavizler verdiler” diyerek AK Parti’nin Siyonist yandaşlığından dem vururken bunun ne kadar büyük bir haksızlık olduğunu, başbakanken Türkiye-İsrail Savunma İşbirliği Anlaşmaları’na tedrici metod gereği göz yumma lüzumunu hisseden Erbakan Hoca’yı Siyonistlikle suçlamakla aynı manaya geldiğini siz de gayet iyi biliyorsunuz, eminim. Korkunç bir ikilemden muzdaripsiniz, eminim. Kırın artık zincirinizi! Kurtulun bu ikilemden! Saadet Partisi’nin sizi makul bir yere sürüklemediğini, sizi kendi aklınızla ve vicdanınızla didiştirmekten başka bir şey yapmadığını RESMEN kabul edip bütün itiraz ve muhalefet haklarınızı mahfuz tutarak AK Parti’ye gelin. Oyunuzu AK Parti’ye verin.

AK Parti’nin hanesine yazılabilecekken Saadet Partisi’nin hanesine yazılan oylar, Saadet Partisi’ne hiçbir şey kazandırmaz; ama sadece yüzde 1 bile olsa, AK Parti’ye ve dolayısıyla Yeni Türkiye’ye çok şey kazandırabilir. Yeni Türkiye, Saadet Partisi tabanını da özgürleştiren ve kadîm Milli Görüş’ün de idealleri istikametinde yol alan bir Türkiye’dir.”

2 Yorumlar
Ahmet Gülseren

Ahmet Gülseren 27 Mayıs 2015, 23:51 Bizim muhalefet hala proje ve çözüm üretmek yerine, eski Türkiye’nin popülist söylemleriyle kim ne veriyorsa iki katını vereceğim diyerek siyaset yapmakta ısrar ediyor. Sanki bu millet dağdaki terörün uzantısı HDP’yi tanımıyor, düne kadar dağdan gelen şehitleri düz ovada karşılayıp “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diyerek milliyetçiliği başka kimseye reva görmeyenler kanka olup birbirlerine oy devşirmeye kalkıyorlar. Bunlar galiba Aziz Nesin’in bir dönem söylediği söze takılıp kaldılar. Beyler o söz eski Türkiye’de kaldı, bir türlü ayak uyduramadınız yeni Türkiye’ye! Oysa, yıllardır eziklik yaşadığı ABD’ye, Avrupa’ya, Rusya’ya, Çin’e karşı başı dik, onurlu, İMF’ ye avuç açmayan, Dünya’da en fazla mülteciyi (3 milyon) barındırabilen; milli uçağını, halikopterini, Tankını, otomobilini, hızlı trenini yapan ve kendine hedef seçen, Merkez Bankası rezervleriyle, kişi başı milli geliriyle Avrupa’da yaşanan ekonomik krize, komşumuz Yunanistan’nın iflasına rağmen, 2001’de emekli maaşı için İMF’ye dilenen eski Türkiye’yi şimdi İMF’ye borç para verebilecek konuma getiren Ak Parti’yi bu Aziz Millet 10. zaferle şereflendirmeye hazırlanıyor. Okuyalım bakalım derdimiz neymiş! DERTLİYİM DERTLİ! Çözüm süreci adına şimdi diyeceklerim, Sevgi, kardeşlik, barış için tüm dileklerim, Artık tek bir ana ağlamasın diye beklerim, Uzun adam boşuna demedi, dertliyim dertli. Anadolu toprağı asla kabul edemezdi, etmedi de… Ama şeytan durmuyordu kin ve nefret tohumu ekmekte, Son otuz yıldır kan ile şiddet hız kesmeden sürmekte, Uzun adam boşuna demedi, dertliyim dertli. Çözüm üretemeyen siyaset Ak Parti ile umutlandı, Barış, kardeşlik, diyalog kapısı ardına kadar aralandı, Kürdüm, aleviyim deyince muhalefet bölücülük sandı, Uzun adam boşuna demedi, dertliyim dertli. Artık “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” i kullanamayan MHP var, “Bu ülke laiktir, laik kalacak” tan öteye gitmeyen bir de CHP var, Yıllardır çözüm üretmek yerine bu sloganlara sarıldılar, Uzun adam boşuna demedi, dertliyim dertli. Bir derdi vardı! Vatandaşın cebindeki sigarayı almakla, Bir derdi vardı! Merkez’e faizi düşür diye haykırmakla, Muhalefet hala kavrayamadı, üstelik suçluyor şov yapmakla, Uzun adam boşuna demedi, dertliyim dertli. 04/03/2015/Ankara Ahmet GÜLSEREN Cevapla

mücahid can

hakana bu yazı hasebiyle en derin öğürmeli istifralarımı gönderiyor 1 aylık cukkasının neye tekabül ettiğini açıklamasını emrediyorum!!

Cevap bırakın