22-Kasım-2024 08:17:22

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
YA KUT’ÜL AMARE KAZANACAK YA SYKES PİCOT KAZANACAK

YA KUT’ÜL AMARE KAZANACAK YA SYKES PİCOT KAZANACAK

Değerli dostlar yazımın başlığını Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu attı. Geçtiğimiz günlerde sarf ettiği bu sözler Türkiye’nin gündemine oturamadı ama inanın karanlık, şer ve hain odakların yüreğine oturdu. Bizim gündemimize niye oturamadı derseniz çünkü bizler tarihten o kadar koparıldık ki karşılaştırmalı bu konu; hakkında binlerce sayfa yazı yazılabilecek kadar derin iken maalesef bizim hiçbir bilgimiz yok. Başbakanımızın ağzından bu cümleleri duyduğum anda basına göz attım. Ama doğru dürüst toplumu bilgilendirecek hiçbir şeye rastlayamadım. Ne gazetelerde ne de televizyonlarda bu konuşma layıkıyla değerlendirilmedi. Kut’ül Amare Zaferimiz hakkında yine bu sütunlarda “Belki de Çanakkale’den daha büyük bir zafer” başlıklı bir makale yazmanın haklı gururunu yaşadım ama Sykes Picot antlaşması hakkında herhangi bir kalem oynatmayışımın eksikliğini de hissettim. Evet nedir bu şer odakların yüreğine oturacak bu ifadelerin manası. Türkiye eski Türkiye değil. Artık müzmin ezikler hariç bunu herkes gördü, biliyor. Kut’ül Amare mazlumların zalimlere vurduğu son darbeydi. Sykes Picot zalimlerin mazlumlara biçtiği kefendi. Evet en son zalimler kazanmıştı ve o gün bugündür mazlumlar kefenli kefensiz kara toprağa düşüyor, denizde boğuluyor. Kut’ül Amare’de Osmanlı İngilizlere yeryüzünü dar ederken, Sykes Picot’ta Osmanlı canlı canlı ameliyat ediliyordu. Propaganda filmini izleyenler bilir bir köyün ortasından tel örgüler çekilmiş yarısı bir ülke toprağı yarısı diğer bir ülkenin toprağı. İşte ironinin ve acının binde biri olmayacak dehşet bir örnek.

Başbakanımız meydan okudu. Bu sözler bu sefer işiniz kolay olmayacak demektir. Bu sözler Türkiye hasta Osmanlı değil bu yüzyıl şekillenirken canlı ameliyata izin vermeyeceğiz demektir. Bu sözler 20. Yüzyılın imzasını kanla siz attınız ama 21. Yüzyılın imzasını biz adaletle atacağız demektir. Bu sözlerin karşılığının fiiliyata geçmeye başlaması ise başka muazzam hadiselerin bizi beklediğinin habercisidir. Yazıyı yazdığım saatlerde Ordumuza ait obüsler Amerika ve Rusya’nın sınırsız desteğini almış PYD Terör Örgütünü vuruyordu. Kime rağmen Amerika ve Rusya’ya rağmen. 20. Yüzyılı kana bulayan iki süper güç. Evet Türkiye gereğini yapmaya başladı. Kelam bitti, diplomasi bitti. Riyakarlık, sahtekarlık bitti. Türkiye hal lisanına geçiş yaptı. Allah’tan başka galip yoktur.

2 Yorumlar
Ümit Veren

Kimse niye böyle büyük rüşvet (2 miliyon altın serlin) teklif edildiğini, niye İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımladığını, niye İnternet'ten ve ansiklopedilerden General Townsend'in medini durumunun silindiğini anlatmıyor! Çünkü General Townsend, Büyük Britanya Kralı'nın eniştesi idi!.. Kralın kızkardeşi ile evliydi!.. Bir hanedan mensubu ilk defa esir düşüyordu!.. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. Türkler'in Kutül Amare zaferini tarihten silmeye kalktılar!

Ruhi Selman

Ümit'in yazdığı doğrudur. Bir hanedan mensubu ilk defa esir düşüyordu!.. Towshend âilesinin İngiliz hânedanı ile yakınlığı 1600'lere dayanır. Charles Towshend (1674-1738) . Viskont idi. Feldmareşal George Townshend (1724-1807) , 1. Marki Townshend, daha sonra Viskont Townshend diye bilinir. Charles Townshend (1725-1787) ilk Charles'ın torunu idi. Donanma Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yaptı. Günümüze daha yakın olan Yüzbaşı Peter Townsend'in Kral VI. George'un kızı Prenses Margaret Rose ile olan aşkı da meşhurdur. Maalesef evlenememişlerdir. Prenses 31 Ekim 1955 günü evlenmiyeceklerini açıklamıştır.

Cevap bırakın