Kariyer çağımızın sihirli kelimesi. Herkes kariyer peşindekoşuyor, zaman harcıyor, para harcıyor. Peki manevi kariyerimiz için bir kariyer planımız var mı? Genelde olmuyor. Ama olmalı. Kısa dünya hayatı için uzunca kariyer planları yaparken ebedi ahiret hayatımız içinde mutlaka kariyer planlarımız olmalı ve bu kariyer planlarımız doğrultusunda hayatımıza ışık tutmalıyız. Peki ya nasıl olmalı bu manevi kariyer planı?
İlk önce bu manevi kariyer planının hayatımızdaki önemini bilmeli, önemsemeli ve niyet etmeliyiz. Önem bilmez ve niyeti ihmallik yavaş hareket etmemize neden olur. Hem biz biliriz ki niyetimiz amellerimizden üstündür.
Bir diğer adım ise sermaye sahibi olmaktır. Nasıl ki ticaret yapanın malı, memurluk yapanın bilgisi dünyevi kariyerde sermaye ise manevi kariyerde de benzer şekilde olmalı. Peki ya manevi kariyerin sermayesi nedir? Manevi kariyerin sermayesi iman, manevi şuur ve kültürdür. İman konusunda içimiz ne kadar rahat gibi görünsek de “Elhamdülillah Müslümanız” demekle olmuyor. Bilgi ve kültürde mühim şöyle ki; ne kadar da iman etsek her Ramazanda orucu bozan şeylerin tekrar tekrar sorulduğu, her cenaze namazında namazın yeniden tarif edildiği bir toplumda yaşıyoruz. Halbuki ilmahal bilgisi manevi kariyerin asgari düzeyidir.
Bir diğeri de yatırım yapmaktır. Buda şöyle ki; evlat olarak anne-babasını hoş tutmalı, toplumun bir üyesi olarak en yardımsever, en alçakgönüllüsü… Parmakla gösterilen olmalı.
Bir insanın dünyevi kariyeri arttıkça sorumlu oldukları da artar. Bu manevi kariyerde de böyledir ama bir farkla; dünyevi kariyerde sorumlu olduklarımızdan hizmet alırız, manevi kariyerde sorumlu olduklarımızdan da hizmet veririz. Bunun için hangi seviyede olduğumuzun merakçısıysak hizmet ettiklerimize bakalım. Manevi kariyer kendimiz için yapacağımız en mühim plandır ve her plan gibi zaman ister, sabır ister. Her plan gibi geciktikçe zorlaşır, zorlaştıkça başarı yetkisi azalır.