Gerede Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ersin Kaşka, yeni normalleşme sürecini Yenigün’e değerlendirdi. Çok özel açıklamalar yapan Kaşka, pandemi sürecinde neler yaşandı, deri sanayi yaşanan süreçte işçi çıkarma yoluna gitti mi, Gerkonsan konusunda neler söyledi, kimler için ‘heykellerinin dikilmesi gerekir’ dedi, kurulacak jelatin fabrikalarında kaç kişi çalışacak, deri sektörü uzun yıllardan sonra kabuğunu kırıp hangi farklı sektöre giriyor, yatırımlardan sonra 50 bin nüfus bandını aşabilecek miyiz? Tüm bu soruların yanıtı özel röportajın devamında…
Yaşanan son pandemi süreciyle ilgili düşünceleriniz nedir?
Ersin KAŞKA; “Yaklaşık 2 aydır yaşadığımız Covid 19 süreci sadece salgın değil, bunu bütün dünyada gördük. Ciddi anlamda ekonomi üzerine etkileri var. Türkiye’de Sağlık Bakanımız ilk 11 Mart’ta ülkemizde Koronavirüs görüldüğünü açıkladı. Aslında süreç Çin’de başladığında biz sadece bunun Çin ile sınırlı kalacağını var sayıyorduk. Gelişen dönemde baktık ki bütün dünyayı sardı ve bir çok devlet değil bütün devletler buna hazırlıksız yakalandı. Dolayısıyla biz STK’lar dahi böyle bir şeye hazırlıksız yakalandık. Bunu da çok anormal görmüyoruz. Çünkü 100 yılda bir olan bir felaketten bahsediyoruz. Bu olumsuz etkiler daha ne kadar sürecek, krizin en az zararla atlatılması için neler yapılması gerekiyor? Bunların hepsini aslında önümüzdeki dönemde aşının bulunması ve tüketici davranışları belirleyecek. Öncelikli ihtiyaçlar ne olacak, normalleşme düzenine ne kadar adapte olunabilecek bunların hepsini göreceğiz.
02 Nisan’da Gerede’de ilk vaka görülmesinden sonra gerek Kaymakamlığımız, gerek Belediye Başkanlığımız güzel bir süreç yürüttüler. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kurulan Vefa Destek Grubu’nda Gerede Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz de yer aldık. Hem ekonomik hem de sağlık anlamında biz de elimizi taşın altına koyduk. Özellikle 35’e yakın sanayicimiz pandemi sürecinden önce İtalya’ya gitti. Biz de Gerede TSO olarak Wolkswagen firmasına inceleme yapmak üzere gittik. Buradan da İtalya’daki dünyanın en büyük deri fuarına gittik. Dönüşümüzün hemen akabinde İtalya’da vakalar görülmeye başladı. Bu bizim sanayicimizi tedirgin etti. Daha sonra Gerede’ye Fransa’dan gelen 2 kişi’de Covid-19’a rastlanmasından sonra İl Sağlık Müdürlüğü yurt dışından gelen sanayicilerimize test yapma gereksinimi duydu. Biz de buna öncülük yaptık ve bu testlerin hepsinin negatif çıkması bizi rahatlattı.”
Yaşanan süreçte sanayicilerin tutumu nasıl oldu?
Ersin KAŞKA; “Gerede’de dericilerimiz çok çabuk tedbir aldı. Çalışanlarını hiçbir şekilde mağdur etmeden bu işi yaptılar. Yaşanan süreçte çalışanlarını mağdur etmeyen sanayicilerimize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Gerede sadece deri sektöründen ibaret değil, 8 farklı meslek komitemiz ve Karma OSB’miz var. Buralarda da ciddi önlemler alındı. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın kısa çalışma ödeneğini devreye sokması ile de bir çok bölgeye göre süreci daha rahat atlatıyoruz.
Deri Sanayi’nin kapanması yada çalışmamasında sağlık tedbirlerinden ziyade kapasite raporlarına baktığımız zaman Türkiye’de krizden en fazla etkilenen sektör olarak görüyoruz. Verilere bakıldığında Yüzde 68 ile en dipte olan sektörlerden. Bunu şöyle ifade ediyorum; deriden biz maske yapamıyoruz. Çocuklar ayağıyla doğduğu müddetçe kıyamete kadar devam edecek bir sektör ama şu an ayakkabı, çanta, kemer, cüzdan ne kadar öncelikli ihtiyaç?”
Gerede Ticaret ve Sanayi Odası bu süreçte ne yaptı? Bu süreçte Gerede’nin bir ayrıcalığı oldu mu?
Ersin KAŞKA; “Sürecin hemen başında herkesin sıkıntı yaşadığı maske problemini ilk etapta çözdük. Kendi imkanlarımızla 20 binin üzerinde maske yaptırdık, öncelikle marketler başta olmak üzere Orta Çarşı esnafı, Karma OSB’de, Deri Sanayi’nde az da olsa çalışan firmalarımızın o dönemde maske ihtiyaçlarını karşıladık. Talep gelmeden maske sıkıntısı konusunu hallettik. Burada şöyle bir avantajımız vardı. Gerede Belediyesi ve Meclis Üyeleri’nin operasyonel şekilde davranması, halkın maske ihtiyacını gidermesi bizim de elimizi kolaylaştırdı. Gerede Devlet Hastanemize de sperlikli maske desteğinde de bulunduk.
Burada 3 firmaya teşekkür etmek istiyorum. Gentuğ, büyük rulolar halinde gelen maske malzemesini küçük parçalar haline getirdi. Gerteks, ciddi anlamda bu işe gönül verdi. Sağlık ordumuz ne kadar önemliyse, çalışanlarımız da risk alarak milli mücadeleye destek oldular ve maske ürettiler. Yeniçağa’da da Real Tekstil, bu sürece olumlu katkı veren firmalar oldular. Bu süreçte bu firmalarımız ile iletişimimizi hiçbir zaman koparmadık.
Sürecin hemen başında İl Sağlık Müdürlüğü, Gerede Devlet Hastanesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı ve Kaymakamlık hatta bazı sektörlerin de ateş ölçer sıkıntısını Gerede TSO olarak biz çözdük.”
Vatandaşların sosyal medyada yorumlarına baktığımız zaman şu konu dikkat çekiyor; en fazla yoğunluk marketlerde yaşanıyor. Marketlere ateş ölçer cihazı hibe edilebilir mi? Yada marketlerde ateş ölçme işlemi devreye sokulabilir mi?
Ersin KAŞKA; “Tabi ki sağlanabilir. Marketler bunu kendileri sağlayabileceği gibi bizden de talep olursa biz Gerede TSO olarak marketlerimize ateş ölçer cihazı sağlayabiliriz. Hıfzıssıhha Kurulu da böyle bir karar çıkarabilir. Bu iş daha bitmiş sayılmaz. İlgili makamlarla görüşüp talep olması halinde gerekli çalışmayı başlatabiliriz. Ateş ölçer cihazı konusunda Gerede Deri Sanayicileri Derneği de yardımcı oldu. Derneğimize de buradan teşekkür etmiş olalım.
Yine Gerede TSO olarak biz TOBB’dan şöyle bir talepte bulunduk; Haziran ayında ödenmesi gereken aidatların faizsiz şekilde ertelenmesi gerektiğini belirttik, aidatları faizsiz şekilde 10. aya erteledik.
Yine talebimizle Ramazan ayında dağıttığımız kumanyaları Ramazan ayı öncesine çektik. O dönemde çalışamama nedeniyle mağduriyet söz konusuydu. Ramazan’a güzel girilebilmesi adına böyle bir girişimde bulunduk. TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu da bu talebimizi değerlendirdi ve kumanya dağıtımını öne aldırdı. Türkiye genelinde kumanya destekleri öne çekildi. Gerede’de Vefa Destek Grubu’na 500 kumanya ile destek olduk. Bunun haricinde Yönetim Kurulumuz ve Meclis Üyelerimizin desteği ile 1150 kumanya dağıttık.
Oturduğumuz yerden yardım etmeye alışmış bir toplumdan çıkıp bazı mahallelerde tamamen büyük bir gizlilik ile o mahalleye hakim belli kişilerle görüşerek ihtiyaç sahibi ailelere de sanayicilerimizle bizzat giderek destekte bulunduk. Bu dönemde “biz” kavramı ile hareket ettik. Süreçten en çok etkilenen kuaförler, kahvehaneler, lokantalar gibi işletmeler için bize ulaştırılan 116 kişilik listeye kumanya desteğinde bulunduk.
Sürecin başından itibaren ciddi anlamda video konferanslara katıldık, katılmaya devam ediyoruz. Üyelerimizin sıkıntılarını gerek hükümet yetkililerimize, gerek milletvekillerimize, gerek TOBB’a ilettik.”
Hangi sıkıntıları ilettiniz?
Ersin KAŞKA; “Sürecin başında mücbir sebebe giren sektörler vardı. Tekstil sektörü vardı, deri sektörü mücbir sebep listesinde yoktu. Maliye Bakan Yardımcımız ile görüştük. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği ile birlikte hareket ederek deri sektörünü mücbir sebep sektörüne dahil ettirdik. Akaryakıt sektöründen gelen talepler vardı, akaryakıt sektörünü de mücbir sektöre dahil ettirdik. KDV, sigorta gibi ödemelere böylece ertelemeler geldi.
Yine mücbir sebep sektörlerin kapsamının genişletilmesini talep ettik, halen de talep etmeye devam ediyoruz. Finansmana kolay erişim noktasında burada bankalarla iyi bir diyalog içersinde işe devam kredisinden 50’ye yakın üyemizi faydalandırdık. Kredi ilk 6 ay ödemesiz, geriye kalan 36 ay taksitle, çok düşük faiz oranlarıyla geri ödemeli.
TOBB’dan üyelerimiz için nefes kredisi talep ettik. TOBB Denizbank ile protokol imzaladı. Nefes kredisinde üst limiti 50 bin lira olarak belirledik. 100 bin olarak da belirleyebilirdik. 50 bin lira ile daha fazla KOBİ’nin bu krediden faydalanabilmesini istedik. Nefes kredisindeki imkanlar da vergi ve sigorta borcu aranmamasını talep ettik. Bu ortadan kalktı. KGF desteği ile olduğu için bu kredide herhangi bir teminat da yok. 2020 sonuna kadar ödenmiyor, 2021 yılında da 12 ayda kredi ödeniyor.
Gerek deri gerekse diğer sektörlerimiz çek ve senet ile çalışıyorlar. Sürecin başından bu yana çek, senet kredisi çıkarılmasını talep ettik. Çok faydalı işler yaptığımızı Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak ile yaptığımız görüşmede görmüş olduk. 30 Nisan tarihi itibariyle ödenmeyen çek-senet oranlarının yüzde 2,5 oranlarında kaldığını gördük. Biz çek-senet kredisini çıkarttırmasaydık, bu rakam çok daha yükseklerde olacak ve sanayici çok daha fazla süreçten etkilenecekti. İlerleyen aylarda da çek-senet ödenme oranlarının yükselmesini bekliyoruz.
Bu süreçte her şey olumlu giderken hileli konkordatoya giden firmalar var. Buradaki hile şu; normalde kayyum atanmış, kayyum atandıktan sonra ödemesi gereken rakamlar var. Ama Covid-19’u bahane edip bunu fırsata çeviren firmalar var. Bunu da ilgili bakanlıklara ilettik. Çünkü sektör daha fazla zarar görmesin istiyoruz. Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız bu konuyla alakalı hem konkordatoya giden firmalardan hem de konkordato mağduru olan firmalardan bunun izahıyla ilgili bizden deri sektörüyle alakalı görüş istedi. Biz de örneklerle konuyu ilettik. Sektörde 1650 ayakkabı firmasının iflası, 16 büyük firmanın konkordatoya gitmesi gerçekten sektörü ciddi anlamda zora soktu. 60 gün de ASKİ çalışmalarından dolayı deri sektörü durdu. Covid-19’dan etkilendi, bir de üzerine konkordato eklendi.
Buna rağmen Türk Milleti enteresan! Bakıyoruz, Deri OSB’ye yatırımlar hızla devam ediyor, Allah yatırımcılarımızın yardımcısı olsun. Bu sanayicilerimize madalya takmayı bırakın, bu süreci bu kadar pozitif yönetmeleri nedeniyle heykellerinin dikilmesi gerekiyor. Bu gelişmeler çok önemli.”
Deri Sanayi bu süreçte işçi çıkardı mı?
Ersin KAŞKA; “Deri Sanayi’nin bizdeki raporlara göre, yüzde 90’ı çalışanına sahip çıktı. Bu da gurur verici bir olay. Bunun haricinde süreçte panik yapıp kısa çalışma ödeneğini beklemeden işçi çıkartanlar oldu ancak normalleşme adımlarına geçildikçe çalışanlarını geri alanlar da oldu. Bu bahsettiğimiz çok az bir kısım. Çalışanına sahip çıkan tüm sanayicimize buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu da böyle dönemlerde takdire şayan bir olay.
Geçmişe baktığımızda her krizden sonra deri sanayi hareketlenmiş. Bu sefer de umutlu konuşabilir miyiz?
Ersin KAŞKA; “Bunu zaman belirleyecek. Mikro anlamda özellikle ayakkabı sektöründe bir yüzde 25 daralma söz konusu. Bunu nereye bağlıyoruz; özellikle IMF ve OECD’nin yaptığı açıklamalara bağlıyoruz. Yani yüzde 30 oranında ekonomide daralma bekleniyor. Ancak bunlar varsayım. Son varsayımda dünya ekonomilerine bakıldığında 3 durum söz konusu. Bu 3 durumu deri sektörüne de diğer sektörlere de uyarlayabiliriz. 1.si hızlı bir düşüş, düşüş pandemi sürecinde sürüyor, ardından hızlı bir yükseliş. 2. olasılık hızlı bir düşüş, daha uzun bir sürece yayılan yatay bir normalleşme, daha sonra hızlı bir çıkış. 3. olasılık B harfi gibi hızlı bir düşüş daha sonra kontrollü düzeyde yukarıya hareket.
Burada yerli üreticiyi destekleme fikri çok önemli. Şu anda yurtdışından gelen, bizim ürettiğimiz Vidala, Krast, Rugan ve Gü deriye ek mali yükümlülük getirildi. Yüzde 16 ile 20 arasında. ‘Bu rakam yeterli değil dedik. Bu ek mali yükümlülüğün artırılması gerekiyor’ düşüncemizi de ilettik. Hazine ve Maliye Bakanımız bu konuya sıcak baktı. Gerede Deri Sanayi’nin artık Türkiye’de söz sahibi olduğunu, önümüzdeki günlerde de kurulan kromlama tesisleriyle, jelatin fabrikalarıyla ‘sektörde ben de varım, sektörün liderliğine oynuyorum’ atılımını yaptığını söyleyebilirim.”
Gerede’ye 1’den fazla jelatin fabrikası mı kuruluyor?
Ersin KAŞKA; “İlk defa sizin aracılığınızla duyurayım. 1 firma daha önce bu konuda yatırım yapma kararı aldı. Şimdi Geredeli dericilerden oluşan Gerede Jelatin A.Ş. olarak yeni bir grup firmayı kurdu, OSB’de arsa tahsisi yapıldı ve fabrika yapımına başlayacak. Jelatin fabrikalarının maddi ve manevi yönleri var. Maddi yönü; Covid-19 sürecinde durmayan 2 sektör var. İlaç ve gıda sektörleri. Jelatin sektörü de gıda sektörüne hitap ettiği için burada dericiler bu fabrikayı kurmakla tekelleşmeyi engellediği gibi artık vizyon olarak da dünyanın bir çok ülkesine jelatin ihraç edecek. Jelatin gıda ve ilaç sektöründe kullanılan bir ürün. Manevi yönü ise; domuz değil, helal sığır jelatini üreteceğiz. Müslüman ve Yahudilerin en fazla hassas olduğu konu bugün bütün gıda maddelerinde olan jelatinin domuzdan üretilmemiş olması. Biz insanlara helal sığır jelatinini kullandırmış olacağız. Bunu TOBB Başkanımız ile paylaştığımda mutluluğunu dile getirdi. Sayın Hisarcıklıoğlu; ‘Ne zaman başlayacağız?’ dedi. Türkiye’de Yüzde 13 üretimi var, çok büyük kısmını hala ihraç ediyoruz. Biz bunu hem iç piyasada kullanabileceğimiz gibi dünyanın bir çok ülkesine de ihraç edeceğiz. Hem ülkemize, hem ilçemize ciddi anlamda döviz girdisi sağlanmış olacak. Böyle bir şeyin üzerinde uzun zamandır çalışıyorduk, nasip bugüneymiş.”
Jelatin fabrikalarında kaç kişi çalışır?
Ersin KAŞKA; “Beklentimiz yaklaşık 200 kişi. Burada çalışan sayısından çok bu firmalar ekonomik katma değer üretecek. İlk etapta 2 firmada 200 kişinin çalışması az değil, bunu da destekleyecek kromlama tesisleri var. Kromlama tesislerinde 300 kişinin çalıştığını varsayarsak dolaylı olarak 500 kişinin istihdamından söz edebiliriz.”
Bu farikalardan sonra gıda üretimi yapan firmalar Gerede OSB’ye yönelme düşüncesinde olur mu?
Ersin KAŞKA; “Elbette. Türkiye’de ilk örneği bizim yaptığımız. Diğer jelatin firmaları bu işi tek başına yaparken, ham madde burada, biz birliktelikle bu işi yapıyoruz. Çok fazla detay veremiyorum, büyük sırları da kendi içinde barındıran bir sektör. Deri sektörü uzun yıllar sonra ilk defa kendi alanı haricinde vizyoner bir alana açılıyor, gıda sektörüne. Bu açılımlardan sonra Gerede’yi çok güzel günler bekliyor. Yeter ki biz bugünkü birlikteliği sadece zor dönemde değil her dönemde sağlayalım.”
Sanayi alanında Gerkonsan’da da mutlu gelişme yaşandı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ersin KAŞKA; “Gerkonsan konusunda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bugün Gerkonsan’ı alan firma gerçekten işin ehli ve güçlü bir firma. Ciddi anlamda da istihdam sağlayacak. Gerede için büyük bir gelişme. Ciddi bir kanayan yaraydı. Geçmişte zan altında bırakılan isimler de oldu. Bunlar yanlıştı. Bazen olanda hayır vardır, olması gereken bugünmüş. Olması gereken Gerkonsan’ı güçlü bir firmanın almasıydı. Yarın öbür gün Gerede’ye çok fazla değer katacak bir konu bu. Biz dünle yaşamayı bırakmalıyız, dünde olan dünde kaldı. Bizim için önemli olan bugün neler oluyor, yarın ne olacak? Emeği geçenlerin hepsinden Allah razı olsun. Çok büyük iş yaptılar. Eleştirmek çok kolay, yıpratmak çok kolay. Ama doğru yapılan işi takdir etmek büyük bir erdem. Yanlışı doğru bir üslupla söyleyeni de ötekileştirmek çok kötü. Önümüzdeki süreçte de Gerede TSO’nun güçlü bir üyesi daha oldu. Konuya bu açıdan da bakıyorum.
Burada dolayısıyla deri sektörü, Gerkonsan, kurulacak jelatin fabrikaları, Karma OSB’deki firmalar yüz akımız ki ciddi katkı sağlıyorlar. Varsayım olacak ama bu yatırımlardan sonra 50 bini görebiliriz. Nüfusta 50 bini görmemiz önemli, bütün şehirlerde kırılma noktasıdır bu rakam. Bunu sağladıktan sonra daha büyük şehir olma yoluna da gidiyorsunuz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın; Gerede büyüyecek. Gerede çok şanslı da bir yer. Türkiye’nin bir çok ilinde 1 organize sanayi bölgesi varken, bizde ilçe olarak 2 organize sanayi bölgesi var. Kıymetini bilmek lazım.”
Eklemek istediğiniz konu var mı?
Ersin KAŞKA; “Biz; Yeniçağa, Dörtdivan ve Mengen ilçelerimizin Gerede TSO üyesi olmasını da talep ediyoruz. Neden? Gelin burada söz sahibi olun, meclis üyesi olun, yönetim kurulunda olun, ilçemizin sorunlarını hep birlikte konuşalım, sorunları Ankara’ya birlikte taşıyalım istiyoruz. Bunun için yeni bir kanun düzenlemesine ihtiyaç var. Biz de bu talebimizi sürekli TOBB’a ve Ticaret Bakanlığı’na iletiyoruz.”
Muharrem İMAMOĞLU
Deri Sektörü, Gerkönsan ve Jelatin fabrikalarının devam etmesi, Yeniçağa, Dörtdivan ve Mengen İlçelerinin TSO ya üye olup devam etmeleri ve TSO üyeliği yanında aaaaayeniçağa Organize Sanayi Bölgesine Yardımcı olunması çok önemlidir. Başarılar ve gayretler dilerim.Selam ve hürmetlerimle Emekli Müftü Yeniçağa'lı Muharrem İMAMOĞLU