Osmanlı’da basındaki sansürün kaldırılmasında çok büyük bir rol oynayan İKDAM GAZETESİ’nin sahibi Ahmet Cevdet’tir. Ahmet Cevdet, 1868 yılında Geredemizin Çoğullu Köyü’nde doğmuştur. Siyasal Bilgiler ve Hukuk mezunudur. İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı’nda da memur olarak çalışmıştır. 1935 yılında vefat etmiştir.
1908 yılının yaz ayları Osmanlı ve Sultan II. Abdulhamid Han için zor geçiyordu. Selanik’ten yayılan ittihatçı isyanını ne Şemsi Paşa ne de Müşir Osman Paşa bastırabilmişti. Enver Bey ve adamları dağlardaydı.
Selanik’ten yayılan isyanın 40. gününde Sultan Abdulhamid Han geri adım attı. Bu aynı zamanda geri adım değil, ileriye atılmış bir harekatın da başlangıcı olmuştu. Sultan II. Abdulhamid Han, 24 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyeti ilan etti.
“Osmanlı Matbuat Cemiyeti” adıyla örgütlenen o zamanki gazetecilerin büyük bir bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. Artık sansürün karşısına dikilebileceklerdi. 1876 yılından kalma “sansür kararnamesi” uygulanmayacaktı artık. Yani daha önce olduğu gibi sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti.
Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam Gazetesi sahibi Ahmet Cevdet, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını “gazeteler hürdür, sansür yasaktır.” Sözleriyle geri çevirdi. 25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmıştı bütün gazeteler. Özgürce yayınlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazetelerin satışları 2000’lerden 5000’lere kadar çıktı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam Gazetesi karaborsada 50 Kuruşa alıcı buldu. 1 ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet döneminde “Türk Basınından Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı” olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar “Geleneksel Gazeteciler Günü” adı altında yapılmaya başlandı.
Türkiye’deki basın kuruluşları zaman zaman 24 Temmuz 1908 öncesini hatırlatan dönemlerden geçtiler ama 24 Temmuz simge olarak önemini hiç kaybetmedi. Başta rahmetli hemşehrimiz Ahmet Cevdet olmak üzere halkımıza taze ve doğru haber vermek için hergün olaydan olaya koşan, kimi zaman “kelle koltukta” görevine devam eden, bazen savaşların tam ortasında okurlarına haber ve fotoğraf sunabilmenin büyük mücadelesini veren meslektaşlarımı saygıyla anarım. Ayrıca başta İzmir’in Yunanlılar tarafından 15 Mayıs 1919 tarihinde işgali sırasında düşmana ilk kurşunu sıkan kahraman gazetecimiz rahmetli Hasan Tahsin olmak üzere görevi başında haber uğruna şehit edilen gazetecilerimize Allah rahmet dilerim, mekanları cennet olsun. Ülkemizdeki bütün basın çalışanlarının “Basın Bayramı”nı candan kutlarım.