$
€
Değerli Dostlar; Amerika Irak’ı vurduğu zamanlarda Irak halkı en yakın komşuları olan Suriye’ye de sığınmışlardı. O dönemde Suriye güllük gülistanlıktı. Bugün yaşanan travmalar, dramlar yaşanmıyordu ülkelerinde. Mülteci olarak gelen Iraklılara aynı ülkemizde olduğu gibi yardımcı olanlar olduğu gibi onları horlayan Suriyeliler de vardı. Homurtular artmaya başlamıştı. “Bunlar nerden çıktı, vatanlarını neden terk ediyorlar, savaşmıyorlar. Biz mi bakacağız, bunlar hain vs. vs. vs.
Değerli Okuyucularım; kimse ülkesini keyfe keder terk etmez. Kimse yaşadığı toprakları en fakiri de olsa bırakıp başka bir ülkeye göç etmez. O gün Irak’ta yaşananlar bugün Suriye’de yaşanıyor ve yaşananlar insanlık dramıdır. Kimin kimi vurduğu belli değil. Kim dost kim düşman belli değil. Kurşunun nereden geleceği, bombanın nereye düşeceği belli değil. Esed vuruyor, DAİŞ vuruyor, YPG vuruyor, yüzlerce muhalif grup var sorsanız herkes memleketi savunuyor. Sivil halkın ne yapmasını beklersiniz. Silahı yok, hangi gruba katılacağını şaşırmış durumda. Aileleri ortada, gözlerinin önünde can veriyor. Kadınlarını, kızları kaçırıyorlar, tecavüz ediyorlar. Böyle bir durumda batı diliyle empati yaparak kendinizi o babaların yerine koyun ve hadi ülkenizi terk etmeyin. Allah devletimizden, yöneticilerimizden razı olsun. Kucak açmayıpta ne yapacaktı?. Sınırı kapatarak bu insanlık dramına seyirci mi kalsaydık?. Bugün Suriyelilere kızanlar böyle bir durumda mutlu mu olacaklardı?. Kimbilir bu insanların yüzü suyu hürmetine ülkemiz ne badireleri atlatıyor bunu kim bilebilir ki. Evet bütün Suriyeliler sütten çıkmış ak kaşık değil. İçlerinde arsızı, hırsızı vardır. Her milletin iyisi olduğu gibi kötüsü olabilir. İçlerinde buradaki huzurlarını bozmak için Esed ajanları da olabilir. Bu da uzak ihtimal değildir. Vatanlarını terk etmeleri acaplanamaz, kınanamaz. O zaman Allah Resulü Peygamberimize de neden Hicret ettiğini mi soracağız.? Malumunuz Mekke’de hayat Müminlere zindan edilince Allah Resulü Medine’ye Hicret etti. Medine halkı da bağrına bastı, evlerini açtı, lokmasını paylaştı. Allah Resulü ve inananları Muhacir idi, Medine ise Ensar’dı. Bize de Ensar olma fırsatı verildi ve imtihan ediliyoruz. Bu imtihanı kazanmak bizim elimizde. Bizler elimizden geldiği kadarı ile bu kardeşlerimize yardımcı olmak zorundayız. Eğer içinizden yardım etmek gelmiyorsa en azından dilimizi tutalım. Büyüklerine acımıyorsak sabilerin ne günahı var? Çocukların hatırına sabredelim. Suriye bir gün huzura kavuştuğunda Ülkemizde yaşayan milyonlarca Suriyeli muhakkak ki memleketlerine dönecekler. Bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş. Kim kendi vatanından uzakta yaban diyarlarda hayatını sürdürmek ister ki. Vatanlarından sadece üstlerindeki kıyafetleri getirebilen bu insanların her şeyleri orada kaldı.
Iraklıları kınayan Suriyeliler bugün onların durumuna düştüyse yarın bizim onların durumuna düşmeyeceğimizin garantisini kim verebilir?
zeki sal
evet ensar olmak kolay değildir bir bedeli vardır