Her yılın 24 Nisanında gündeme gelen konudur Ermeni Meselesi. Bu yıl Devletimizin en tepesindeki isimlerin yayımladıkları mesajlar bütün dünyada şok etkisi yaptı. Peki, Ermeni meselesi nedir hep birlikte göz atalım.
Ermeniler Osmanlı Devletinin son dönemine kadar Osmanlılarca Sadık Millet olarak tanımlanmıştır. Bu unvanı; Osmanlı Devletine verdikleri hizmetler, göstermiş oldukları yararlılıklar ve bir arada uyumlu yaşamaları ile hak ederek almışlardır. Ancak 1789 Fransız İhtilalinden sonra dünya konjonktüründe imparatorlukların yerini ulus devlet modelinin alması, herkesin kendi devletini kurmak istemesi, Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak gibi sebeplerden ötürü Ermeni toplumu sürekli dış güçler tarafından tahrik edilmiş, kendi devletine sahip olması fikri işlenmiş ve bunun neticesinde Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeniler her geçen gün sadık millet konumundan düşmanca tutumlar sergileyerek uzaklaşmıştır. Osmanlılar uzun bir süre sabretmiş, büyük yaptırımlar uygulamamış, iyi niyetlerini korumuşlardır. Ne zamanki Osmanlı Devletinin gövdesi çatırdamaya, içersinde ki milletler bağımsızlıklarını elde etmeye başladılar o zaman Ermenilerde Osmanlıya karşı isyan fitilini ateşledirler. Osmanlı-Rus Harbinde (1877-1878) Rusların vaatlerine inanan Ermeniler Osmanlı halkına karşı komiteler kurarak terörizmi benimsediler ve doğu vilayetlerimizde milletimize karşı katliamlarda bulundular. Ermeni meselesi sorunu keskinleştiğinde tahtta II. Abdulhamit vardı. Sultan, Berlin antlaşmasından doğan Ermenilere muhtariyet verecek olan maddeyi “Ölürümde Ermenilere muhtariyet hakkı vermem, bu maddeyi uygulatmam” demiştir. Doğu Anadolu Bölgemizde Ermeni Devleti kurulmasında en büyük engel olarak gördükleri Sultan II. Abdulhamid’e suikast düzenlemişler ama Sultan kıl payı kurtulmuştur.
Osmanlı Devleti 1. Dünya savaşında birçok cephede savaşırken yönetimde İttihat ve Terakki Partisi vardı. Osmanlı Devleti kendi canıyla uğraşırken Ermeniler özellikle Doğu Anadolu’da milletimizi öldürmeye başlamış, devleti sırtından hançerlemiştir. Tarihte hiçbir devlet böyle bir vahşete göz yumamazdı. O günün savaş koşullarında yapılabilecek belki de en hafif olay Ermenileri tehcir etmekti. Tehcir etmekteki bir amaçta iç savaş çıkmasını engellemek hem kendi milletimizi hem de Ermenileri korumaktı. Ermenileri bulundukları yerden savaş olmayan topraklara haklarını da koruyarak düzenli ve güvenli bir şekilde iskân politikası takip edildi. En zor şartlarda Osmanlı, gücünün yettiği kadarı ile Ermenileri Doğu Anadolu’dan sürmüş belki yollarda hastalıklardan ve çeşitli sebeplerden ölen Ermeniler olmuştur. Yani iddia edildiği gibi Osmanlı yönetimi sistematik bir öldürme ve masum insanlara karşı ölüm emri vermemiştir. Hemşehrimiz AK Parti Milletvekili Dr. Seyit Sertçelik’te konunun uzmanı olarak şöyle diyor:
“Ermeni çeteleri önceleri devlet memurlarına sonra da sivil Müslümanlara saldırdılar. Köylere kitlesel katliam saldırıları gerçekleştirdiler. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, ülke topraklarında güvenliği sağlayabilmek için 1915’te Ermeni vatandaşlarını Mezopotamya bölgesine gönderdi. İngiliz kaynaklarına göre bu tehcir sırasında 450-500 bin Ermeni, güneye gönderildi. Rus arşiv belgelerinden de 360 bin Ermeni’nin Rusya’ya kaçtığı anlaşılıyor. Toplamda 1914-1918 yılları arasında Ermenilerin kayıpları 150 bin civarında. Karşımıza çıkarılan 1,5 milyon sayısı, sayılara ilave edilen sıfır alışkanlığından kaynaklanıyor. Ölen bu 150 bin Ermeni’nin önemli bir kısmı da cephede Osmanlı’ya karşı savaşırken, kurşun atarken öldüler.”
Değerli Okuyucularım; bugün bizi soykırım yapmakla itham eden devletler tarihin sayfalarına bakarak değil Türk Milletinin alnına kara leke sürmeye çalışarak bizi mahkûm etmeye çalışmaktadırlar. Her yıl Amerikan kongresinden ve diğer devletlerin meclislerinden soykırım kararı almaya çalışan Ermeni diasporasına karşı şu anda ki hükümetimiz bu büyük oyunu bozacak hamleleri peş peşe ortaya koymaktadır.
Kısaca özetlersek; Ermeniler; vatandaşı oldukları Osmanlıya isyan etmişler, acımasız zulüm ve terörle; çocuk, kadın, yaşlı demeden sivil Türk halkını katletmişler, dış güçlerle işbirliği yaparak topraklarımızın içersinde devlet kurmaya kalkmışlardır. Bugün Ermeniler kendi yaptıkları zulmün üstünü örterek Türklerin kendilerine karşı soykırım yaptıklarına dair karar aldırarak bizden tazminat ve toprak istiyorlar. 24 Nisan 2015 çok çok önemli bir tarih olup büyük hamle yapmaya hazırlanıyorlar.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun attığı adımlar ve 24 Nisan 2014 günü yayımladıkları mesajlar bu büyük oyunu bozmaya yöneliktir.