Değerli okuyucularım; 20. asır Müslümanlara zulümlerle geçti. 21. Yüzyılda da her kıtada Müslümanların kanı ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Yüzyılın henüz ilk çeyreğine bile ulaşmadan İslam Coğrafyası perişan durumda. Umutsuzluk, acı, bilinmezlik devam ediyor. Yakın bir dönemde de bu zulmün bitmesi tahmin dahi edilemiyor. Ama bir istisnası var. Hazreti Mehdi (a.s)
Hz. Mehdi Peygamberimizin bizlere hadislerle bildirdiği üzere hemen hemen bütün Müslümanlarca gelmesi beklenen bir kurtarıcı durumunda. Her devirde de beklendi ama henüz zuhur etmedi. Hz. Mehdi Kimdir? Peygamberimizin tarifiyle anlatalım. Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) bir zatı (Hz. Mehdi’yi) gönderecek.(Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Benim Ehl-i Beytimden bir şahıs bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez.(En-Necmu’s Sakıb, Ukayli)
Mehdi, kızım Fatıma ‘nın neslindendir.(Sünen-i İbn Mace, 10/348)
Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş’ten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir. Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 13)
Mehdi, benim çocuklarımdan birisidir. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi’nin “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)
Yine Peygamber Efendimiz’den İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O (Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir” buyruluyor.
Bu hadisler ışığında Hz. Mehdi’yi beklememizden daha doğal bir şey olamaz. Zulmün zirveye çıktığı, zalimlerin arttığı, mazlumların artık kurtarıcı beklediği bir dönemi yaşıyoruz. Karanlığın en koyu anları bu olsa gerek diye düşünmeden edemiyor insan. Gazze’de öldürülen bebeklerin görüntüleri, hiçbir şeyden habersiz masum yavruların sahilde oynarken vurulma anlarını canlı canlı Tvlerden izliyoruz. Irak’ta bomba yüklü araçlar sivillerin toplandığı pazarlarda alışveriş yaparken patlatıldığı anlar saniye saniye izlettiriliyor dünyaya. Doğu Türkistan’dan hiç habersiziz. Çin perdeleme yapıyor. Oruçları zorla bozuyor, Uygur Türklerini öldürüyor. Suriye’de sözde bir devlet kendi milletini bombalıyor gece gündüz. Budistler Arakan’lı Müslümanları kesiyor. Müslüman olduğunu iddia eden bir örgüt yine Müslümanları öldürüyor. Ve dünya sessiz. Ve İslam Ümmetinin gözleri kapalı. Sadece son otuz yılda yapılan soykırımlar Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Asya’ya uzanıyor. Hz. Mehdi’nin ne zaman geleceğini de önümüzdeki hafta yazalım inşallah.
Kemal
Sen mehdiyi bekleyedur; millet uzaya gitsin, senin kullandığın teknolojiyi üretsin. Mehdiyi bekleyenler daha çok zulüm görür, daha çok ezilir. Çalışma, üretme, düşünme sorgulama mehdi gelecek diye bekle. Müslümanların geri kalmasını sağlayan zaten bu mehdiyi bekleme gibi efsaneler değil mi? Elalem üretsin, çalışsın sen mehdiye bel bağla. Oyun mu bu? Mehdiyi beklemek. Herkesin mehdisi kendisi kardeş. Kur'an'da yeri olmayan, sahih hadislerde bulunmayan, Kur'an ve Allah yoluna ters bir kavram mehdi kavramı. Hristiyanlıkta var olan bir efsane. Müslümanların kurtarıcısı yine kendileri. Milleti uyutmak için dayatılan mehdi gibi kavramlar ne kadar zarar veriyor müslümanlara. Sen çalışma, düşünme mehdi gelecek kurtaracak müslümanlığı. Komik. Kur'an mantığına da Allah yoluna da ters.