$
€
Geçen haftadan kaldığımız yerden devam ediyoruz. İmam Hatipli olmak askere kurşun sıkmamak, polisle çatışmamak demektir. İmam Hatipli olmak rüşvet yememek, kamunun malına zarar vermemek demektir. İmam Hatipli olmak ülkesini her şeyden fazla sevmek, yüceltmek, muasır medeniyetler seviyesine çıkarma ideali taşımak demektir. İmam Hatipli olmak adil kararlar vermektir. İmam Hatipli olmak para için değil Hakk için hakikati savunmak demektir. Peki, İmam Hatipli olmamak bunların hepsini yapmak mı demektir. Hayır, böyle bir iddiada bulunmuyorum. Ama baktığımız pencerede ve bugüne kadar ki deneyimlerde yukarıda saydığım olumsuzluklar içersinde yok denecek kadar azdır İmam Hatipli. Fuhşun içersinde, vergi kaçırmada, kul hakkı yemede, uyuşturucu kaçakçılığında en az imam hatipliye rastlarsınız büyük bir ihtimal de rastlayamazsınız. İmam Hatip öğrencisi aldığı eğitim gereği bilime ve ilime birlikte sahip olur. Maddi ilimlerle birlikte manevi ilimleri birlikte tahsil eder. Her İmam Hatipli asgari olarak fıkıh bilir, Kuran okumasını bilir, hadis bilir, gusül abdesti almasını bilir, namaz kılmasını bilir, Allah korkusunu bilir ve yaşar. Bunları bilir yanında matematik bilir, fen bilir, tarih bilir, coğrafya bilir. Bu eğitim alanı ne bir eksiktir ne bir fazladır. Kurulu düzenin yakıştırmasının dışındadır. Kurulu düzen diye kimi kastediyorsun diye hafta içinde okuyucularımız sordular. Kurulu düzen faiz lobisidir, rantiyecidir. Üretmeden tüketendir. Faizle geçinendir. Ülkenin kaynaklarını sorumsuzca ve sınırsızca sömürendir. Bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul adaletsizliğini yapandır. Batının teknolojisine erişebileceğine inanmayandır. Onu sadece ve sadece taklit eden, değerlerini, kültürünü Ülkeye yamamaya çalışandır. İşte bu kurulu düzen bu okulun mezunlarını sevmez. Kurulu düzen bu okulun mezunlarının avukat, hâkim, savcı, öğretmen olmasını istemez. Yıllarca engellediler. Çünkü kendileri hasbel kader suçüstü yakalandıklarında haklarında adil olunacağını, bunlara tehdidin sökmeyeceğini, rüşvetle sözünün geçiremeyeceğini gördü, bildi ve gereğini yaptı.
İmam Hatipliler bütün baskılara, aşağılamalara, haksızlıklara rağmen ne PKK, ne DHKPC ne de başka bir örgüt ve yapılanma içersine girmedi. Devletinin en ceberrut olduğu dönemlerde dâhi izinsiz yürüyüş bile yapmadı. Hiçbir yeri yağmalamadı, kamunun hiçbir malına zarar vermedi. Otobüsüne molotof atmadı, polis arabasını çizmedi. Askerine, polisine saygı duydu, hala da böyledir. Böyle olmaya devam edecektir.
Çocuklarınızı İmam Hatip okullarına vermekte tereddüt etmeyin. Ortaokulları da açıldı, kat sayılarda eşitlendi. Dinini, diyanetini bilen nesillerden kimseye zarar gelmez. Çocuğunuzun dünyası ile beraber ahiretini de mamur etmeyi ihmal etmeyin.
