Değerli Dostlar Suriye karışalı 4 sene oldu. Yüzbinlerce insan vahşice öldürüldü. Milyonlarcası hicret etti. Herkesin karnının az-çok doyduğu, mutlu mesut yaşamını sürdürdüğü köyü vardı, evi vardı, işi vardı. Ancak dünyanın süper güçleri savaş alanı olarak maalesef Suriye topraklarını seçti. Armegedon isimli savaşa adım adım gidildiği şu günlerde Amerika, AB Ülkeleri, Rusya, İran ve Çin çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Şu anda Suriye’de hala savaşan Sünni Müslümanlar var. Ellerindeki kıt imkânlarıyla süper güçlere karşı mücadele ediyorlar. Eğer Türkiye ve Katar’ın desteği olmasa ne muhalif gruplar ne de Türkmen kardeşlerimiz bu güçlere karşı orada 1 hafta bile dayanamazlar. DAEŞ’i icad edenler belli. İsrail’in hiç sesi çıkmıyor. Acaba neden?
Suriye’de işler her geçen gün kötüye gidiyor. Kimin kiminle savaştığı belli değil. Kim ne uğruna savaşıyor belli değil. Sivil halkın hiçbir imkânı yok. Karşısında Müslüman görünümlü sözde cihatçılar, kendi devletinin ordusu, YPG güçleri var. Kimseyi toprağını, evini-barkını terkettiği için kınayamayız, kınamamalıyız. Velev ki kızıyoruz, hain diyoruz, çocuklarının ne günahı var. Evet şu anda hala yüzbinlerce insan vatanından ayrılmamış vaziyette ancak durum içler acısı. Binlerce acı dolu hikâyeden yürekleri kanatan bir mektup haber sitelerine düştü. Sizinle paylaşmak istiyorum. İşte o haber:
Suriye’den ayrılmayan binlerce sivil, Esed ve Rus bombardımanının yanı sıra açlıkla pençeleşerek hayatta kalma mücadelesi veriyor. Yüzlerce çocuğun açlıktan ve bombalardan hayatını kaybettiği bu insanlık dramında, Suriyeli yavrular, yaşadıkları büyük acıları yazıya ve resimlere dökerek, feryatlarını dünyaya duyurmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’yi kurtarıcı olarak gösteren Suriyeli çocuğun resminin ardından yine Suriyeli küçük bir kızın yazdığı vasiyet mektubu, vicdanların nasırlaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran Suriyeli kız, çizdiği resimle tabutun içinde kendini tasvir ederken, ailesine yazdığı vasiyette, “Bu benim vasiyetimdir. Canım annecim! Senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım! Arkadaşlarıma de ki: ’O açlıktan öldü…’ Ve sen abiciğim! Üzülme; ama, ikimiz birlikte, ’Biz açız!..’ dediğimizi hatırla. Ey Ölüm meleği! Acele et ve ruhumu al ki artık cennette yemek yiyeyim. Ben çok açım. Ve ey ailem! Benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de cennete yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim”
Evet bu yürek parçalayan hadiselerden binlerce var. Gerede’de ki Suriyeli ailelere yardım ediyorlar diye bize için için kızanlara sesleniyorum. Onlara verdiğimiz ikinci el eşyaları, kıyafetleri bizim en fakirimiz evine koyup kullanmaz. Bir de seçimlerden evvel halkı iktidara karşı kışkırtmak için muhalefetin ürettiği kocaman bir yalanı yani her aileye aylık bin lira nakit yardım yapılıyor yalanı var ki gülüp geçiyorum.