$
€
Değerli Okuyucularım eğer ki bir gün yine Cihana hükmedecek, dünyanın sayılı 3-5 devletinden olacaksak kendi dinamiklerimizi harekete geçirerek, kendi değerlerimiz üzerinden gerçekleşecek bu büyüklük. Taklit ederek değil, kendi özgeçmişimizi revize ederek, güncelleyerek gerçekleşecek. Bakın bir Amerikalı bunu bize nasıl ifade ediyor.
Nihat Sami Banarlı Amerikalı Profesör Rufi ile sohbet ederken söz batılılaşmadan açılır… Bunun üzerine Profesör Rufi şöyle der:
“Siz tarihte defalarca başarı kazanmış bir milletsiniz. Bize veya başkalarına imrenmek neyinize? Biz yeni bir millet olduğumuz için, tarihte muvaffak olmuş milletlerin sırlarını araştırır, bulduğumuz ve uygun gördüğümüzü asrımıza tatbik ederiz. Sizden de aldığımız kıymetler vardır. Eğer ilerlemek istiyorsanız, muvaffak olduğunuz asırlarda hangi meziyetlerinizle hangi usul ve teşkilatınızla kazandınız? Bunları araştırınız, bulduklarınızı modernize ediniz. Kendi milli ve denenmiş temelleriniz üzerinde yükseliniz.”
Gördüğünüz üzere bunu elin adamı anladı da bizde ki muhalefet bir türlü anlayamadı.
Yani sosyal ve bilimsel altyapıya eğilmemek, bu altyapıyı sağlayan inanç, infak, irfan gibi üst düzey hasletleri ıskalamak talihsizliktir, gaflettir. Bu inanç bizi medeni yaptı. Batılı gibi olmayı kılık kıyafette, yeme ve içmede taklit ederek yükseleceğimize inandık, inandırıldık maalesef. Çağdaşlaşmayı mini etek giydirmede, baş açmada görenler bu milletin evlatları olamazlar. Olsa olsa bu milletin düşmanları olurlar.
Sürekli tarihe atıfta bulunmak geçmişte kalmak değildir. Osmanlıyı yazmak şovenistlik hiç değildir. Tarih sahnesinden çekilen Osmanlının ruhu öyle kolay kolay bırakmaz yakanızı. Tesirleri, izleri, işaretleri kolay kolay silinmez. Osmanlıyı okumanın, anlatmanın zararı olmaz. Faydası ise sayısızdır. Geçmiş mirasa en iyi şekilde tarihle sahip olunur ve istifade edilir. Tarih âlimlerin zekâsını keskinleştirir, insanların basiret gözünü açar. Eskilerin deyimiyle gençlerde din-u devlet, mülk-ü millet gayretini artırır. Dünyanın vefasızlığını, malın mülkün faniliğini gösterir. İnsanı tefekküre, düşünmeye davet eder. Bu sebeple en azından çocuklarımıza tarihimizi sevdirelim, okutalım. Tarihi romanlar bu konularda çok faydalıdır. Sizden istirhamım kendimiz okuyamıyorsak, okumayı sevmiyorsak bile çocuklarımızı geleceğe hazırlarken geçmişlerini bilmeleri, sevmeleri ve geçmişle barışık olmaları büyük önem taşımaktadır.
