Ateş çemberinin ortasında son 100 yılın en tehlikeli virajını salimen döndük. Alınması gereken çok ders var. AK Parti 7 Haziran’ı unutmasın, Milletimiz de 8 Haziran-31 Ekim tarihlerinde arasında olanları unutmasın. Unutmamalıyız. Eşek çamura battıktan sonra yol gösteren çok olur. Mühim olan yol düzgünken eşek sağlam iken yol göstermek. Haddimize değil ama yazmayı da kendime mesuliyet olarak görüyorum.
Değerli büyüklerim; çekirdeğinize, sizin için gecesini gündüzüne katanlara sahip çıkın. 7 Haziran akşamı yanınızda duranlara, üzüntünüzü paylaşanlara, gözyaşı dökenlere, sabahlara kadar uyuyamayanlara sahip çıkın. Ortalık karıştığında, tehlike belirdiğinde, iktidar gücünü kaybettiğinizi anladıkları anda çark eden, konuşma şekli bile değişen, işi yavaşlatan, amiyane tabirle sizi anında satan (bürokraside, medyada, partinin içinde her nerede iseler) onları şımartmaktan, adam yerine koymaktan, hak etmedikleri makamlara yükseltmekten vazgeçin. Bu milletin mazlumlarına sahip çıkın. Siz iyi bilirsiniz 7 Haziran akşamı kına yakanları. Bunlara artık merhamet etmeyin çünkü merhamet incinmeye başladı. Buzdolabında denilen çözüm sürecini çıkartıp tekrar ısıtmayın, ısıttırmayın, baskılara; arkanızda olan millet adına göğüs gerin. Bu saatten sonra hiçbir mazeretin hükmü yoktur. Bu millet dişlerini sıktı bütün kepazeliklerine rağmen çözüm sürecinin doğrularına sahip çıktı. Doğrularını devam ettirin, kardeşlik deyin, milli mutabakat deyin adına ne derseniz deyin önemli olan bu halkın bir ve bütün olduğunu, temel hakların lütuf değil hakkı olduğu için verildiğini tekrar tekrar ilan edin. Başkanlık Sistemini artık dilinize dolamayın. Bu konuda dayatma yapar gibi davranmayın. Özel programlar, konferanslar tertipleyin faydalarını yetkili ağızlardan aktarın bu millet ariftir anlar. Derinlerde HDP ve CHP ile pazarlık yapıyor görüntüsü vermeyin. Selahattin Demirtaş’a dikkat edin. Daha düne kadar seni Başkan yaptırmayacağız diyordu şimdi “Başkanlık sistemini tartışabiliriz” demeye başladı. Malum medya hemen tezvirata başladı. Sanki talimat geldi. Bakın vaatleri hiç yazmıyorum bile. Vaatlerin yerine getirileceğine itimadımız tam. Ama Allah aşkına koro halinde konuşulmasın. Maliye Bakanı, Ekonomi Bakanı, Sözcüler herkes bir şeyler söylüyor. Kimseye malzeme vermeyin. Net olun. Özellikle asgari Ücret ve taşeronların kadroya alınması hususunda çok dikkatli olun. Asgari ücretler yükseltilirken verilen fazlalıklar kırpılmasın. Bilhassa taşeron kadroların kamuya intibakı suiistimale açık. Hak edenler dururken hakkı olmayanlar daha önce çilesini çekmemiş olanlara kadro verilirse onarılmaz yaralar açar. Ve bu konuda beklenti büyük. 50-100 bin kişi alarak bu mesele kapanmaz. Hakkaniyet ölçüleri gözetilerek en az 400-500 bin kişinin intibakı gerçekleştirilmeli. Artık bu taşeron yasası da elden geçirilmeli ki ileride tekrar büyük bir yara olarak karşımıza çıkmasın.
Yazacak sayfalar dolusu yazımız var. Bu haftalık bu kadar yeter. Kasedi başa sarıyorum ve bitiriyorum. “Liyakat sahibi, sizin için, devleti için, milleti için her şeyi göze almış insanlara sahip çıkın. Emaneti; süslü-püslü diploması olan, adamı olan ama zoru gördüğünde kaçan insanlara değil onlara teslim edin.
hakan
Allah'a şükürler olsun değerli abim.
Sessizlik
Boyle. Yalaka insanlar sadece iyi gun dostudur
hanefi
Baki Bey eşek çamura batmadan yazmışsınız tebrikler.inşallah sözler eksiksiz ve hak yemeden yerine getirilir.