Geçtiğimiz hafta şehir dışı seyahatim nedeniyle yazımı yetiştiremedim ve bu sütunlarda olamadık. Ancak şehir dışı ziyaretlerimde bazı anekdotlar aldım ve bu açıdan bakıldığında güzel bir yazı hatırımda oluştu. Şehir dışı ziyaretlerime geçmeden önce son zamanların gündemi olan Genel Seçim ile yazımıza başlayalım.
İlçede geçtiğimiz hafta bir haber dikkatimi çekti. SGK binasının yapımı ile ilgili bilgilerin yer aldığı haberde sanki SGK İl Müdürü binayı yapmış gibi bir izlenim yaratılmaya çalışıldığı hissiyatını aldım. Şimdi olayın aslına gelelim. Fiyatlar yüksek bulunduğu için SGK binasının Orta Mahalle’ye yapılmaması daha 10 gün öncesinde neredeyse kesin gibiydi. Vazgeçilmek üzereyken devreye AK Parti Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü girdi ve tabular Cuma günü devredildi. Bunu inanın bir yalakalık olsun diye kaleme almıyorum. Şimdi soruyorum; SGK binasının yapımı iptal olsaydı suç kimdeydi? SGK İl Müdüründe miydi? Fehmi Küpçü, Ali Ercoşkun veya Tanju Özcan fark etmez Milletvekili elini taşın altına koymuşsa ve bir proje iptal olacakken iyi bir iş başarmışsa bu benim memleketim için yapılan güzel bir şeydir. Ben memleketime yapılan her güzel hizmete teşekkür ederim. Doğru olanı yazarak üzerimdeki yükümlüğü attım.
Yeni MHP’ye başarılar
Bu arada Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yazımı kaleme aldığım sıralarda ilçe kongresini gerçekleştiriyor olacak. Yeni bir başkan seçecek olan MHP teşkilatına başarılar diliyorum. Belediye Meclis Üyeleri ile beraber siyasete renk katan MHP’nin ilçenin menfaatine verdiği uğraşı da gücüm yettiğince takip ediyorum. Bakalım Milletvekili Adayları kim olacak? Belediye Meclis Üyelerinden biri olacak gibi geliyor bana ama hadi hayırlısı diyelim…
Kaç kişi menfaatini bir kenara bırakacak?
Siyasi arenada destek turları start aldı. Geredeli Vekil Fehmi Küpçü de yeniden hizmete devam etmeye sıcak bakıyor sanırım. Allah kim en iyi hizmeti verecekse ona nasip etsin. Şimdi ben başka bir şeye değineceğim, sağlam bir iddia… Hani Milletvekillerinin meşhur not aldıkları ajandalar vardır, kimi zaman danışmanlarının elinde, kimi zamansa kendi ellerinde taşırlar. Bizim Milletvekilimiz Fehmi Küpçü’nün de vatandaşların isteklerinin not edildiği bir ajandası var. İddia ediyorum o ajandanın çok çok büyük bir kısmında “şu imamın oraya tayini, şu kişinin buraya tayini, evladımın şuraya işe başlaması vs…” yazmıyorsa ben de samimiyetimle söylüyorum bizden geçmiş diyerek yazı yazmayı bırakacağım, bu kadar açık yazıyorum.
Gerede’ye şu proje yapılabilir mi diye fikirler sunmayı geçtim ortaya atılan güzel fikirlere destek versek, yapılması için söz alsak bile yeter. Umutlu değilim açık söylüyorum; bakın genel seçim öncesi göreceksiniz AK Partili aday, CHP’li aday, MHP’li aday fark etmez hepsine de; “görüyorsun işte vekilim dükkanımın önü asfalt değil, kaldırım değil, oğluma resmi yerde iş vs…” denilecek. Merak ediyorum kaç kişi menfaatini bir kenara bırakıp “Vekilim şu proje güzel, Gerede’mize bir benzeri uygulanabilir yada benim şöyle bir projem var, burada uygulanabilir mi?” diyecek göreceğiz… Böyle işlerle siyasetçiyi uğraştırdığımızda büyük projelerin önünü tıkıyoruz biz, farkında değiliz! Gerede büyüsün zaten hepsi birer birer olacak. Ölümlü dünyada nedir bu menfaat oluşumu onu da hala anlamıyorum.
Gerede Oto Pazarı
Bir önceki hafta TEM Otoyolu’nun şehrin çok uzağından geçirildiğini ve bu durumun Gerede’ye çok şeyler kaybettirdiğinden bahsetmiştim. Biraz dönemin siyasilerinin kulaklarını çınlatma biraz da neden bu kadar uzak bir alandan otoyolun geçirildiğini bazı sinyaller vererek anlatmaya çalışmıştım. Şimdi geçmiş bitti geleceğimize bir dönelim;
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bir çok il ile ekonomik ve nüfus anlamında alım gücü iyi olan Gerede ölçeğindeki ilçelerde otomobil satışları iyi bir piyasa halini almış durumda. TEM Otoyolunu zamanında kaybetmişiz bu bir gerçek ama tam ortamızdan geçen D 100 karayolunu neden değerlendiremiyoruz bunu anlayamıyorum. Elimizde olan değerin kıymetini bilmemiz açısından D 100 karayolu Gerede için önemli bir kazanım haline getirilebilir. Hafta içi gittiğim 25.000 nüfusa sahip bir ilçede oto pazarının olduğuna şahit oldum. Oturduk, hasbıhal ettik, satışlar iyiydi ve bir de ilçelerinden karayolu geçtiği için karayolundan geçenler de oto pazarına uğrayıp arabalara bakmadan gitmiyorlar, buna şahit oldum. Ben bile merak edip gittiysem gerisini siz düşünün. Bana araçların özelliklerinden bahsettiler ama ben biraz “Geredeci” olduğum için memleketimden başka yerden araba almam, dolayısıyla kendi arabamla döndüm yine memleketime. Oto pazarında satış gerçekleştirenlerle sohbet ettiğimde “Abi bizim buralarda galeriler oto pazarında araç satmazlar, kazasız belasız, garanti verilen araçları galerilerinde satarlar ki hiçbir zaman müşteri kaybıyla karşı karşıya kalmazlar. Öyle her aracı da almazlar, takas ise çok nadir olur. Onlar sağlam ticaret yaparlar ki hem kafaları ağrımaz hem de kötü reklamları olmadığı için satışlarını gerçekleştirirler. Düşük modelli araçlarsa böyle al sat bizim oto pazarında alıcısını bulur.”dedi.
Peki dışarıdan alıcılar geliyor mu sizin bu oto pazarına diye sorduğumda ise şu ilginç cevabı aldım; “Bu oto pazarı kurulalı 8 yıl oldu. İlk 6 ay insanlar ufak tefek kendi araçlarını satmak için geldiler. Ama 6 ay sonunda baktık ki bizim asıl müşterilerimiz dışarıdan gelenler. Ankara, Karabük, hatta sizin Bolu’dan bile. Gören duruyor, alan gidiyor anlayacağınız.”
***
Sonra “yahu şu panayır asırlardır kuruluyor da bu memlekete ne getiriyor” diye sordum kendi kendime. İnsanlarımız 4 tane kaz satıyor, panayır alanına kurulan lunapark, eğlence yerleri paraları çuvalla götürüyor. Yabancı esnaf bizim yerli esnafımızdan daha çok parayı vurup kaçıyor. Biz de Ankaralı Turgut’un o meşhur şarkısını söyleyip duruyoruz. Adamlar kurmuşlar oto pazarını hem para ilçede kalıyor hem de dışarıdan arabaya bakan parayı bırakıp gidiyor. Bir de adamlara baktım adamlar bildiğiniz cambaz. Çay ısmarlıyor, tatlı dil dersen var. Bizim burada yanlış anlamayın da olursa olur olmazsa kendi bilir zihniyeti ben bildim bileli gidiyor. Zaten bu zihniyette olmayan da kazanıyor. Neyse uzun lafın kısası ben Gerede’ye bir oto pazarı kurulması taraftarıyım. Böylece gerçekten galericilik yapan işini yapar, diğerleri aracını oto pazarında satar. Hani diyorum şu Bölge Trafik İstasyonu’nun karşısında boş, güzel bir arazi var. Oraya Terminalin kaldırılacağı söylentileri var, Terminal gitmezse güzel bir oto pazarı olmaz mı?
mehmet
sende taktın bu panayıra insanların merak ve heycan ile beklediği sosyal bi olgudur sen anlıyamazsın sadece cok sade yapılması..iyi değil ben bu eylül aynda çivril elma festivalindeydim adamlar resmen uçmuş..süper ortam hazırlamışlar çok beğendim..oku öğren boşa yazı yazmak için zaman israfısın